Kendine has gülüşüydü onun, bendeki yerini perçinleyen veya ömrüme uzayacak o gülüşüyle, efsaneleşmiş veya kendine göre önem kazanmış bir yaşamın sonuçtaki kesimindeydi sevgiye dahil hükümlerin oluşması.
Ve acının tarifinin yaşamayarak öğrenilmesine bağlı bilinç dışı kararlarla kendi kendimdeki gücü zamana yayarak yalnızlaştırmaya bağlı sonuçlardı çoğu zaman çaresiz anlar yaşayarak kendime hükümsüz kararlar alarak yaşamıma rastgele anlarla garipsenebilecek kararlarla zorlaşan yaşamımdı.
Belki de sevme duygusunun kendine has yoğunluğu ile sevgiye bağımlı zamanları yaşamamın ansızın veya farkındasızlıkla kendi hayatımı zorlaştırarak nefes alma mecburiyetinin zorluğunun oluşması biraz da hareketlerimdeki imkansızları zorlaştırıyor oluşumdu yaşamımda yön değişikliği yapmam.
Çok sevmenin çaresizliklerle baş etme zorluklarıydı belki de sebepsiz yaşam bozukluklarım.
Oysa sevmenin şartları sabit düşüncelerle uygulama zorlukları yaşamı gerektiriyordu.
Belki de sevme duygumun bedenime dağılarak çaresizliklerimdi beni ruhsal dağılışa atan.
Yazdıklarımla belki de yaşamın içinde nefes alma zamanlarımı yaşamış oluyordum.
Bu zorlu günlerde, yaşamıma umut ekleyen ömrüme has, bana yeten gülüşündü.
Uzaklara bakıp bakıp beklemekti hasretin öz bedeli.
Belki de yarınsızlık beklenti korkularıydı kendi kendine önem kazanarak hasreti kabullenmek.
Sen sevgili, sen olmasaydın eğer yaşamımda korkularım sensizlikle başlayıp uzakların sesini dinleme hasreti başlayacaktı. Sen özleminin kendimi aşması ile bedensel korkular başlayacaktı şüphesiz.
Sevmek hasretin içinde nefes almaktı belki de kaderin kendime olan yazgısı.
Gülüşün sevgili gülüşündü aslında geçmişi düşlemekten terk edip sen hayalleri içinde nefes alma bedellerindeki acılanmalardan kopuşmaktı belki de sen düşleriydi oyalayıcı umutlar yaşatan.
Sensizliğin öfkesiydi aslında hasreti peydahlatan.
Sevmek iç dirence yayılan umutta belki de sen gülüşlerine. Aktarmak yaşam sen varlığı ile yaşamı kolaylaştırıyordu şüphesiz.
Eziliyordu düşüncelerim, sensizliğin hasreti ile. Belki de özlemin hasretidir önce baskı yaparak, sonra açıktan acılanmalar yaratan.
Sensizlik zamanlarıydı kumsalın içinde ayaklarıma dolanan.
Artık sabahlar geceye uzayarak kendi kendime hüzünden kopup gülümsemem amacı ile sen düşleri kuruyorum onları hareketlendirip geçmişin özlemini aktarıyorum üst üste zamanlara.
Seni sensizlikle düşünmekti asıl hasretin kökeni.
Bir yaz zamanları yine kendini ortaya atıyor, günler boyu düş kurmalarım ki solan gece zamanda kayboluyor ama gülümseyen resminde sanki dudakların kıpırdayıp yarın, yarınlardır özlemin sonu değişindi asıl umut olan.
Senli ola yılların yokluğunda nefes tüketirken, aslında şüphesiz nefes alma zamanlarımı azaltıyor oluyor muşum.
Şimdilerde zaman durmuş nefesler tutulmuştu.
Sonlanamamış gecelerde koç geceyi kendimize bırakamadık? Hep bir köşede, aracımın içinde sokakların kaldırım taşlarında eridi tabanlarım.
Zamanı kendime ayırmak isterken, sadece gülebilmek için ömrümüzün çoğul günleri hep gözlerin yaşlandı sensizliğin çoğu zaman kendi kendime yitikleştiğim.
Oysa özlemin ömrüme yayılabileceğiydi hiç aklıma düşmeyen.
Eğilmişim bir kez ömre uzar dediğim bu sevgiye, ardına yıllarda saklansa, özlem kendini aşsa da, sevgi uzaklarda nefes alıyor olsa da, içimdeki köz hep aynı har ile kalacak.
Sevdik derken, gözlerim ıslandı bir kez, yüreğimdeki köze su serpmek için.
Hiç nedeni yok bu sevginin yükselişine, çünkü korlarına alışık olmuşum bir kez.
Oysa bilmiyordun “ömrümü seni özlemeye adadım.”
Ömrümü seni özlemeye adadım seni özleyemezsem, yaşamıyor sanıyorum son dakikalarımı.
Biliyorum ki yalnızlığıma ortak oluşun kendi yalnızlığındı.
Ve Bilirim biliyorum ki hep oradasın, tam da yalnızlığımın yanında.
Seni sevmekle yaşam arasında hiç farkım yoktu.
Sevmek bedensel bir tavırdı seni özleyemezsem yaşamıyor sanıyorum son dakikalarımı.
Yine de kendime inat özlüyorum.
Bir mayıs sonuydu eylüllerden gelen ayrılık rüzgarının kendine kopukluğu.
Yaşanmış tüm hikayelerdi kelimelerle anlatılamayan. Cümlelerden kopup, sadece hafızaya kilitlenen.
Yalnızlığın tarifi yapılıyordu bensizliğe uzak yaşam zamanları ve kimsesizlik hislerinin hüküm sürüşü ile unutulmuşluğa atılan yaşanmış zamanlar.
Sevmek acıklı zamanların içinde saklandıkça var oluştaki pişmanlığım artıyordu sonsuza ulaşan bu sevda ile.
Yaşamak sensizliği hazmederek içinde var olan yaşam ve acılanmaları.
Korkular sevgili, korkular ki bunlar sensizliğe uzanan hislerle kesik nefes almalar.
Dünlerin acılanmalarıydı yarınsızlıklara iten yaşamın horlanmış kısmı.
Sevmenin bedeli uzadıkça ağırlaşmaya o sevgide yokluk hisleriydi kopuşmaya çalışan.
Artık susmalarım ötesizlikle yalnızlaşma duygularında varlık gösterecekti.
Mustafa Yılmaz 4
Kayıt Tarihi : 8.6.2020 16:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sonlanamamış gecelerde koç geceyi kendimize bırakamadık? Hep bir köşede, aracımın içinde sokakların kaldırım taşlarında eridi tabanlarım. Zamanı kendime ayırmak isterken, sadece gülebilmek için ömrümüzün çoğul günleri hep gözlerin yaşlandı sensizliğin çoğu zaman kendi kendime yitikleştiğim. Oysa özlemin ömrüme yayılabileceğiydi hiç aklıma düşmeyen.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!