Gül hazîn... sünbül perîşan... Bâğzârın şevki yok..
Derdnâk olmuş hezâr-ı nağmekârın şevki yok..
Başka bir hâletle çağlar cûybârın şevki yok..
Âh eder, inler nesîm-i bî-karârın şevki yok..
Geldi ammâ n’eyleyim sensiz bahârın şevki yok!
Farkı yoktur giryeden rûy-ı çemende jâlenin.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Cun olmasın da gerisi önemli değil
Şevki yok şiirinin 2. Dörtlüğünde hata var.
Doğrusu; "meh bile zucretle ağlar ağuşunda halenin"
Lise yıllarımdan hatırlıyorum. Kontrol etmekte yarar var.
...kıymetli kalem erbabı İlhami SEÇKİN teveccühünüze çok teşekkür ederim.
...bakınız bu sayede bizde sizin gibi bir dostu bulmuş olduk.
...dilimiz döndükçe, gücümüz yettikçe kazanımızda olanı dostlarımızla paylaşmaktan memnuniyetimiz ziyadeleşmektedir
...keşke zamanımız olsada diğer kısımları da paylaşsaydım ama elimizden bu kadarı geldi. zamanımız buna elverdi.
...tüm şiir sevdalılarına hayırlı geceler dilerim.
Değerli Osman Nurani, size çok teşekkür ederim. Çok iyi anlattınız. ben şiirden yerdeki çürük meyvalarla anladım, siz ise dalından taze taze yedirdiniz. Bir hoş oldum. TEŞEKKÜR EDERİM.
Çok güzel ve hüzün -hasret dalga dalga saygıyla
fAilAtün fAilAtün fAilAtün fAilün kalıbıyla yazılmış
Bu tefileyle yazılan behrin adı Remeli-müsemmeni - mehzufdur
Muhammestir, yani beş mısralık aruz şiiri.. İlk beş mısra bir biriyle kafiye olmalı
Sonuncu mısra redif (tekrarlanan) mısradır
Önceki dizeler son dizeyi anlamca bağlamalı ve güzel de bağlamış...
Öncelikle değerli büyüğümüze Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın.Şiire gelince, şiir her bölümü ile hüzün dolu.
Hüzün insanoğlunun mayasında vardır. İnsanlara gösteriş yapmadan yüreğinin sesini dinleyerek yazmış.Seve seve okudum.Tam puan +ant. Teşekkür ederim. Saygılarımla.
Gül hazîn... sünbül perîşan... Bâğzârın şevki yok..
Derdnâk olmuş hezâr-ı nağmekârın şevki yok..
Başka bir hâletle çağlar cûybârın şevki yok..
Âh eder, inler nesîm-i bî-karârın şevki yok..
Geldi ammâ n’eyleyim sensiz bahârın şevki yok!
…Allah için “Gül hazîn... sünbül perîşan... Bâğzârın şevki yok..” şu sözü, şu mısrayı bir daha bir daha okuyunuz ve eminim ki o zaman ayaklarınızın yerden kesildiğini, nutkunuzun tutulduğunu, adeta mecnuna döndüğünüzü, etrafınızda olandan-bitenden el-ayağı çekeceğinizi ve de Mevlevi gibi dönmeye başlayacağınızı iddia ede bilirim. Ama okurken o devrin makamıyla okuyunuz. O makam ne diyorsanız kıymetli Meneviş KÖYLÜ hanımefendinin verdiği linke tıklayınız.
…gül hazin, sümbüller perişan bir halde, böyle bir durumda “bağbanın” bağ sahibinin ne şevki kalır ki. Bağban bu hal karşısında “bağzara döner ve bir bülbülün güle olan figanı hal-ü kal olur.
…böyle bir anda “Derdnak olmuş hezar’ın” dertlere tutulmuş, dertlere düçar olmuş, dertli dertli öten bülbülün nağmeleri dahi kâr etmez
…böyle bir anda çağlayanların ırmakların, gürül gürül akan nehirlerin kenarında olsanız ne yazar ki, dertlerinizi bölüşür mü ki?
…ah ederken, inlerken “nesim-i bi-kararın” efil efil esen rüzğar dahi sizi bi-karar bırakır, kararsızlaştırır ve hiç kâr etmez
…evet böyle bir halde ben perişan, pür melal haldeyken, bi-pür âmâl içerisindeyken baharın gelmesi ne yazık ki beni mutlu etmeye yetmedi.
…kendisine Cenab-ı Allah c.c ‘den rahmet dilerim.
YÜREK YANGINI KAYIPLAR
Ekrem, çok sevdiği evlatlarını kaybeder. Bir baba için böylesi bir üzüntüyü yaşamaktan daha kötü ne olabilir?
Yürekleri, ruhları, bütün benliği yakıp kavuran bir üzüntü içinde olması ve hayatı da o şekilde, tamamiyle böyle görmesi çok olağan.
Bu durumda nereye bakarsa baksın; ister ağaç çiçek, ister dağ dere, ister kurt kuş, ister baykuş bülbül, ister bulut yağmur… her şey, gördüğü her şey onun için ağlamaklıdır, kasvetlidir, üzüntülüdür…
*
Gül üzügün, sünbül perişandır. Bağın, bahçenin neşesi, huzuru olur mu?
Yakınlarını, sevdiklerini kaybettiğinden derde düşmüş bülbülün ötüşlerinde neşe olur mu? Dertli dertli feryat eder, inler ancak.
Irmakları bile bir başka ruhla akar. Onların da neşesi yoktur. Boynu bükük, üzgün üzgün, durgun durgun, sesizce akıp giderler…
Hafif hafif esen rüzgârın bile kararı yok. Onun da dengesi bozuk. Esintisinde ah edip inlemeleri duyulur.
Bahar geldi, lakin sensiz baharın tadı tuzu, neşesi yok.
Ben böyle baharı, sensiz gelen baharı neyleyim…
*
Eski edebiyatımızda yalnızlık ve özellikle ölüm konularını işleyen şiirlere MERSİYE dendiğini biliyoruz.
Ancak bu şiir bir mersiye değil.
Ekrem, şiirde de yenilikçidir. Edebiyat-ı Cedide akımının temellerini atan şairlerimizdendir.
Aruz ölçüsü kullanılmış, ancak şekilde yenilikçilik esas alınmış, muhteva ise genelde işlenen tarzda işlenmiş.
Dikkat edilirse ilk beşlikte uyaklar “aaaaa” şeklinde düzenlenmiş.
Diğer beşliklerde “bbbba – ccccb” şeklinde devam ettirilmiş.
“Geldi ammâ n’eyleyim sensiz bahârın şevki yok”
Son dize tekrar dizesi gibi 5. dizelerde aynen alınmış.
*
Eski kalıpları şeklen de kırma mücadelesi…
Şimdilik sevgi ve saygıyla…
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
'Nem birikmiş gözlerinden damlayan yaş gösterir /
Her zaman gam yüklü bir gurbette âkîdir gönül.../...'
(Mehmet Fatin Baki)
Büyük ustayı saygı ve rahmetle anıyorum...
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta