sessiz tepelere yıldızlar
yağan güzel ağustos ayım
Aragon
avuç içi dudaklarında
Ay'ı beklemiştik hani
sesimin kara sularına demirleyen
bir adadır Belören
gökyüzünün damında oturur
ana tanrıça kadar
bereketli göğüsleri
besni üzümü döker
her sabah bir şiir vurur kıyılarıma
su soyulur
imgenin ağlarını yırtar mavi
ve döşümde emzirdiğim
uygarlıkların belleği
allianoi beleksiz
hak bildiğin yolda yalnız yürüyeceksin
Tevfik Fikret
karanlığın kertiklerine sızan nar
aşiyan'da bir top anemon
aydın ile halk
iki gamlı sevgili
biri düşüncesinden
diğeri düşüncesizliğinden
aydın ile halk
yollarda yitirdiğimiz tarım işçilerine
hayır üç liraya değil hayat
bu koca bir yalan olmalı
köstebeklerin düşleri
aşırdığı günden beri
kuşlar büyük bir iştahla
tutsaklığı eziyor
gökyüzü kanatlarıyla
sapanımızın ucunda
kuşlar mavideki kumamız
altı yüz elli bin cana
turnalar Irak'tan geçtiniz mi hiç
kırmızı oylumlar açıldı mı pürçeğinizde
Basra'yı altınıza alır almaz
fiyortları biçti mi göğüslerinizi
Mazlum'a
gözlerin Munzur kokuyor
çocukluğun biricik sığınağındır
sığınağıdır uykusu kaçan gecenin
soyunun izini süren kelaynağın
kulağını büküp büküp
çöpe attığımız o ayrıntılar yok
renkleri vurulmuş sahahların
farkı yok coşkusu yok merhabası yok
bu yüzden her koşuma
sefil sloganlar sürüyor kahya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!