gözlerin kalbime keder veriyor
duruşun,bakışın,sesin kor bana
üzülüp ağlarken içim ürperir
yarına bakışın elem be çocuk
çocuk oyna,çamur senin, toprak senin, taş senin
Annem doğururken beni
Şubat fırtınası kopmuş yüreğinde
ne kadar yüce dağ varsa
aşılası
gelip konmuş iki böğrün
küreğine
yaylasında koyun kuzu meleşir
ovasında deli taylar oynaşır
dağlarında serin rüzgar söyleşir
selam sana bir tanem Ağrı
Ağrı'dan geçersen İran karşında
yıldızla ayı gördüm gökyüzünde
yoldaş olmuşlar
öylesine sıcak, öylesine parlak
birbirine yakışmışlar
denizle mehtabı gördüm
bir kış gününde tanıdım sizi
benim kar gibi düşen
köpük gibi yüzen çocuklarım.
adınız her neyse...
sizdiniz simit satan
savaşın ortasında oturmuş ağlıyorum
anne sesi yerine çığlıklar duyuyorum.
tanklar kurşun yağdırıyor ben çiçek atıyorum
silahlar gölgesinde gözyaşı döküyorum
gözüme tozlar girdi burnuma barut sindi
Anne deyince dilim,
dilenir sevgi anne.
Bugün kendime elim
Barıştır beni anne.
Çocukken kuçağında
Düşüncelerim
ruhumun denizinde dölken
Bir ebedi doğuşun sancısı içindeydim
Ölürken son gidişin sıratında erken
tekmil yeryüzü boştu
gözüme battı diken
diken üstünde her zaman
yaşam kavgasıdır verdiğim
sabır dalında yaprağım
ekmek kavgasıdır gördüğüm
tarlada ırgat denizde tayfa
Benim yumuşak kalpli, ince ruhlu öğretmenim.. Solmayan çiçekler adlı şiirinizi okudum ve çok etkilendim.. O sayfaya da yorum yapmıştım ama belki gözünüzden kaçar düşüncesiyle buraya da yazıyorum.. Size ulaşmayı çok istiyorum.. Sizi çok seviyorum.. Hep mutlu kalın..