Nedir bu yokluğun, nedendir öfken?
Senin karakışın dondurdu beni
Gönlüme kazılmış, harfin, hayalin
Kaybolup gidişin, öldürdü beni
Geçmişin kalbimde, senle bahardı
Düşüncelerim
ruhumun denizinde dölken
Bir ebedi doğuşun sancısı içindeydim
Ölürken son gidişin sıratında erken
tekmil yeryüzü boştu
gözüme battı diken
Yeter artık!
Hayatıma çıkarsız gülmelerin dokunsun
Bedenimde hala kırbaçlı yalanların izi var
Sana ardına kadar kapımı açtım
Yüreğime damlasın ışığın
Aydınlat yalnızlığında çırpınan kalbimi
Uzak mesafeler
Yormuş seni kavak ağacı
Saçların ak-pak
Çorak topraklar kıymetini bilemez olmuş
Solgun yapraklarını
Avuçlarıma bırak
Ne yücedir gönlün, Ağrı’lım senin
Dört mevsim yerdedir sofranla sinin
Ferhat ile Şirin, Siyabend-u Xecı senle bilinir
Dile destan Efsaneler sendedir.
Narin narin oynar gelinler toyda
bu dünyada yaşamak
sallanmak bir ağacın dalında
namlunun ucunda kör kurşun
olmak gibidir.
gözbebeklerinde güneşi tutmak
kor alevlerde yanmak gibidir.
kınında ter kokulu güzelim
sılada gurbet sevinçlim
toprağına keskin bıçak hasretlim
iliklerin kurt korkusu sis basmış
ıslığında kuzu sesi can benim.
yele saçlım
Hayat
dikine dikine yaşansın diye
dölün adını
sürgün koymuşlar
Gülmek
çağı güllerle açtık
hayat koyduk adını.
akıp giden yılların
duymadık feryadını.
hep beraber haykırdık
barışa koşulacak!
Annem doğururken beni
Şubat fırtınası kopmuş yüreğinde
ne kadar yüce dağ varsa
aşılası
gelip konmuş iki böğrün
küreğine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!