Ve sonra.
Anlatmaya başlamıştım
beni sana.
Milas’ın bir köyünde
Doğmuşum.
Adı yaşyer.
Mutlu
Sevimli
bir çocukluktu bizimkisi.
Geriye dönüp
Baktığımda.
Sevgili....
Bunları anlatırken
Sana.
Buruk bir
tebessüm
lezzeti yakalıyorum
dudaklarımda.
Akdeniz olarak
bellemişim ben oraları.
Egenin
en uç noktasındadır
aslında.
Coşkularım var
hüzünlerim de.
İç içe geçmiş
Duygular...
Gülerken
ağlayan.
Ağlarken
gülen...
Netice itibarıyla
Akdenizliyim ben...
şevket ÇAKAR
Yaşam ney di?
sacayağı mı?
üretip,
emek verip
paylaşmak mı? ...
Yoksa
Ve görülen lüzum gereği,
diye söze başladı Tanrıça.
Görülen lüzum neydi,
bilinemedi...
Yüksek bir yerdeyim.
Algılamaya çalışıyorum işgal ettiğim mekanı.
Başımı kaldırıyorum,
masmavi bir gökyüzü..
Ufuk da hafif kızarıklıklar...
Yürüyorum...
yürüyorum...
yarın güzel olacak diyorum.
Masmavi bir deniz....
Coşkuyla ileriye atılan
kayalara vurup parçalandıktan sonra
dönüşü hüzünlü olan deli dalgalar....
Bir karaltı görüyorum ilerilerde bir yerde..
Elim alnımda siper, gözlerim kısık...
Deniz kızı mı o?
Yunusla mı yanyana? ...
Bu kadarı da fazla.
Düş olsa gerek...
Sanki bilmediğim bir adadayım
Kulaklarım uğulduyor...
Kurtulmak gerek bu sanrıdan belki de..
Görülen lüzüm gereği diyor Tanrıça,
Bu kadarı da fazla...
Düşünüz hayır ola...
şevket ÇAKAR
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!