Vakitlerden İstanbul
Mesai çıkışı orta direğin
Gökyüzü tepemizde tül
Uzaklarda vapurlar dikili yaldız
Şarabi akşamüstü
Rıhtım ufkunda
Bekliyorum kendimdeki seni
Bir parçam sende
Ve tabii beni…
Kalabalığın simaları parlıyor
Güneş vuruyor suretlere
Silik imajları
Hayalgücümle tamamlıyorum
Yaratıcı olacaksın bu saatlerde
Bir parçan da bende
Ve beklemedeyim seni…
Yüzlere mana dağıtıyorum
Kimine hayret ekliyorum
Sorgulayan ifade
Ve kimine mutluluk
Göz hizamda ilerliyorum
Ne aşağı ne yukarı
Geçişende kafalar, omuzlar, saçlar
Yaklaştıkça uzaklaşıyor
Ayrıştırır birbirini…
Aynı zeminde umarsız
Herkes kendi aleminde
Bir başka basıyorlar yere
Şehir kedileri korkmuyor
Veya hiç bilmediler korkuyu
Yalnızlık yağdıran kalabalık bulutu
Korkmalı mıyım korkmamalı mıyım
Bilemiyorum bu şehirden
Tanımalı bir bileni…
Dalıyorum ötelere
Bir vızıltıyla geliyorum kendime
Zihnimin gelgitlerinde hafızam siliniyor
Önüme düşen izmarit meğerse
Kulağımın kıyısından bir mermi sanki
Tütüyor yeni düşmüş kovan gibi
Dumanı üstünde
Siyah beyaz alaşımdan
Sonsuz rengini seçiyor
Tayfına suskun
Teşne gözlerim
Kirpiklerim buluşup uzaklaşınca
Ve sen yanı başımda
Yamacımda bitince
Yücelerimde azametinle
Dağları eritircesine
Seviyorum seni…
Kayıt Tarihi : 16.2.2014 22:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!