Gel sevgilim! .
Uzat ellerini tutayım,
Uzanalım kumsallara,
Sen ve ben.
Sabahın ilk ışıklarıyla,
Güneş bile kıskansın,
Kalbimizdeki sevgimizi.
Kuşlar şakırken,
Kaçalım buralardan.
Deniz, hışırtıyla sarsın bedenimizi.
Kumlar yatağımız olsun,
Kaptıralım maviliklere,
Sen ve ben.
Sarılmış, dans ediyorum senle,
Kokluyorum, “Seviyorum seni”.
Gözlerinde kayboluyor, büyüleniyor,
Sıcaklığınla eriyorum.
Dudağımda buselerin,
Bir şey diyemiyor ki sana,
Duygularımı sarıp içiyorum,
Tütün gibi.
“Seviyorum seni”.
Bir ay sevgimi yaşasan,
Bin ay kalmak isteyeceksin yanımda.
Düşlerin bile yetmeyecek,
Sonsuzluğu dileyeceksin dualarında.
Öptükçe, bal şerbeti içiyorum sanki.
Kokladıkça, cennet bahçesinde dolanıyorum.
Sardıkça, ılık ılık eriyor bedenim.
Güneşin kavurduğu suyla duş alıyorum sanki.
Seni istiyorum,
Gecenin koynundan, güneşin fecrine kadar...
Seni diliyorum,
Hasretin kaynağından, sılanın ecrine kadar.
Sen, ömrümün baharısın,
Hiç bitmeyecek alın yazımsın,
Bir değil, bin ömrüm olsa,
Yine de vazgeçemeyeceğim kadınımsın.
Bak! ufukta masmavi deniz,
Arkamızda yemyeşil orman.
Gözlerin alır rengini,
Çaresizce üzüldüğü zaman.
Gözler, kalbin aynasıdır.
Kalbinde sevda ateşim yandığı sürece,
Gözlerinde yansıyacaktır.
Bakamıyorum.
Güneşten daha parlak, ışıl gözlerine.
Dokunamıyorum tenine.
Güneşin kızdırdığı kumlar gibi sımsıcak.
Dokunsam eriyeceğim,
Dokunmasam öleceğim...
Bak! sevgilim.
Kumlardan aşk mekanı yaptım,
Oturmuşum, hayal dünyasındayım.
Ansızın bir fırtına kabartır denizi,
Talihsizim, yıkacak hain dalgalar biliyorum,
Özenle yaptığım, kumdan evimizi.
Dinsin artık, hercai fırtınalar,
Bilsin artık sevgimizi, acuze kullar,
Yerimiz, hep yanımız olsun,
Sevgimiz mahşere dek,
Seninle değer bulsun...
“Seviyorum seni”.
Sana gelip, seni sarmak,
Issız bir adada seninle olmak gibi.
Sana yazdığım hasret dizelerini okumak,
Engin okyanusların dibinde kaybolmak gibi.
Bak! , yine sensiz hayallere demir attım.
Umutsuzluğa gidecek son treni bekleyen,
Zavallı sevda yolcusuyum.
Elveda derken, bile sana,
Yine sana döneceğim Kadınım...
Senin sevginin terminalindeyim...
Kah, umutla gelip vuslatını yazdığım,
Kah, hüzünle gidip hicranını saydığım,
Ne gündüzüm, ne gecem var.
Her zaman derim ya! ,
Son sözümü söylemedim.
Halbuki, her sabah güne umutla başlarım,
Sevgi dünyamdaki yolculuğa.
Şu koca dünya bile bana dar geliyor sevgilim,
Her gün batışında, sana son sözümü söylerim.
Biliyorsun son sözümü,
İlk sözümde buydu sana,
Son sözümde bu olacaktır.
Her gün en az bir kere söylüyorum,
Vuslat saatında.
“Seviyorum seni”.
Her ayrılışımda da söylüyorum.
Belli mi olur.? Ya geceden sabaha çıkamazsam,
Ya Mevlam, ruhumu ebediyyen yanına alırsa.
İşte! ayrılırken sana hep son sözüm,
“Seviyorum seni” oldu.
Ey Sevgili! ...
Hayat bir nefesten ibaret,
Sevgimse, sanki kutsal ibadet,
Gün gelirde, verilirse bu nefes,
Seviyorum seni, diyeceğim nihayet...
12 Ağustos 2003 Ankara
Cafer Tayyar ÖzkanKayıt Tarihi : 28.9.2004 16:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!