Seni hala çok seviyorum. Erciyesin dumanı tütüyor bağrımda. Kilometreler de kokunu kokluyor, kaçıyorum buralardan, senden, cisminden... Aklımın bohçası bile almıyor artık, işgale yığılıyor aklımın mevsimi. Ne zaman essen, ne zaman düşünsen, sen oluyorum hala. Hayatımın rafa kaldırılmayacak kadar değersiz şeyleri içimi acıtıyor, değersiz kılıyor beni.
Avuçlarımda hala senin masalların var. Öksüzlüğümün, yetimliğimin, paçavra hallerimin ve dışlanmışlığımın avutan merhametiydin sen. Ya şimdi nerdesin, hangi solukların zindanlarındasın, parmaklarımı kanatıyor hiçliğin. Düşsel sarsıntılar düşürüyor beni. Ellerime yokluğun bile düşmüyor. Ve ben yüzümdeki yokoluşunun kalıntısıyla, kendi ayaklarımın altında eziliyorum.
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta