Sevişmek Makamı Şiiri - İrfan Karapınar

Gökyüzünü anlamsız bulutlar kaplamış
Yorgun damlalar akmada/kinayeli
Kuşlar derken/ümit derken
Poyraza ruhum yakalanmış
Gizli bir seferde kelimeler/kederler
Düşler saltanatından hazineler getirmedeler
Şimdi hayallerimde nice cananlar gezer

Ey ki canan gör cemalim hâbından uyan

Tumturaklı şiirler manasızlığımda
Öyle bir deveran ki/alem kaybolmuş
Aşk kokar çiçekler/aşk konuşur ceylanlar
Tahtında gülümseyen bir esrar/çözülemeyen
Temaşa etmede hünkâra bizler/ve sizler

Ay balam seni hangi dağların melteminde arayayım

Kafamda meçhul piyanistler/muamma sesler
Feryatlar içinde kifayetler/bir dermandan bir dermana geçerim
Geçmiş kirli gözlerle ruhumu süzmede/efkârımı kim besler
Ben afaki bir suskunlukla demlenir bir adem
Yalnızlık bana tutkun/ben çaresizliğe aşina

Aynadan siyahlığı yayılıyor kabuslarımın
Kendimi tanımamanın tabusu huzurunda
Gözlerimi kuruttum manidar hüzünlerle
O gözler ki dünyaya âmâ olmuş/manaya açık

Bak ki sultanım ne renkler dizdim aşk kitabına

Ey melul bakan sevgili bahtıma yakın
Sefaletlerimi alabildiğine yokluğuna oturttum
Şimdi geleceğim vaatlerin yaldızlarıyla kımıldanmada
Oysa mazi alabildiğine şatafatlı/dalgalı
Bir o kadar şüphelerle dolu hanüman
Kalabalık halde rivayetler gezer
Mecnun gezer Ferhat gezer aşk gezer
Ben onların açtığı yolu gözleyen bir naçar şair

Nazargâhında hünerim yok mudur ey rüyalar sultanı

Dev çanların istikametinde yokluk mührü
Kalbim deli çırpınışlarını tekrarlamakta
Ne yöne baksam şifreli alem/ucube miatlara gebe
Kimliğimi engin dillerinde ararım şark hikayelerinin
Belki dün belki bugün belki yarın
En şuh raksında kırmızılı bir kadın
En karanlık haliyle/en siyah gözlerle
Busesinde ateş/sinesinde güneş/hülyalarıma eş
Nihayetsiz öpüşleriyle aynama yansır
Çılgın rüyalarda gündüzümü izler

Sahrasında yağmur bekleyen tükenmiş bir seyyahım

Ayazda dolaşan saatler
Akşam kadar münzevi bir yalnızlığa itti beni
Zümrüt yeşili heykellere veda vakti
Halinde dillenen bir garip şairim
Güzelim çirkinim hem iyi ve kötüyüm
Derme çatma ömür ardında kalan zamanları özler
Sofrasında kainatın nice ziyafetler gezer
Ben başköşede minnetle oturan bir pir-i fâni
Vaktiyle kendini sarraf sayan bir mücrim ümmi

Kimbilir çeşminde yârin ne maniler füsundur

Zemheride saklanan cilvelerimi
Artık gün bilip anılara yaymışım
Galiba makam suskun/kemanlar dilsiz/gönül hoş
Sineden vuran nazarlarıyla kadınlar gezer
Bitkin ve yapayalnız dehlizlerde bermutat anlar
Hırpani sevgililer sıyrılır maziden/gelir gözler
Gönül şahikasında imrendiğim asaletler gezer

Aleme şakıyan bülbül gel aşkı bende ara/çile bende

Kalbin en deli çırpınışlarında yıldızlara vuruldum
Aynı ahengin mehtabında rüyalarla bir gelen
Hediyesi semanın/gururu aşkın/ve vedası zamanın
Tütsüsünde rüzgâr dağıtır gönlüme hicranını eyyamın
Ne seneler ne kadehlerde tükendi anlayamazsın
Ağlayamazsın/ağlasa da anın zerafetine kapılıp gönül
Bir meyhaneden diğerine seyretmede biteviye
Şimdi hangi zamanlar dağılır heyulalarla
İncesaz bir terennümde kum saatinde takılı hayat
İlle de kanun inler/ney üfler guruba/sevişmek makamında

Sevişmek/kelimelerin aşk imalı mecazında
Sevişmek/yalnızlığın nâmahrem sabahında
Şiirlerle ötüşmek ve dahi şarkılarla öpüşmek
En şahane ne ise öyle doğardı ay/böbürlenerek
Dünya meyhanesinde bir bohemlik berheva olmuş
Şarabın öfkesini damarlarda gezdiren aşk ile dolmuş
Öyle bir afet ki kadehlerde dudaktan izlerle gezer
İnceden inceye endamında nice zarafetler gezer

Bu büyük anın tesadüf imgelerine yakalanmışım

Galiba beni arıyorum ben sevişmek makamında

Şubat 2009