___ Seviş'me ___ Şiiri - Berkan Koloğlu

Berkan Koloğlu
67

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

___ Seviş'me ___

sen içinden dışına, matemin akışına teslim olmuş kalbinle
camdan dışarı bakıp, gördüğün her ışığa umutla sarılırken
ben, dışından içine tarifsiz kederine biçare b/akıyordum! …
“gece sessizliğinde ürküp titreme diye… hislerimin ucuna basarak geliyordum”
mabedimdir dediğin mahremini tek bilen ışıkları kapanmış
duvarı hüzün rengi sana sırdaş odana…

ilk yaranı hissedip, gözlerim(n) i silmiştim hissetmeyesin diye
nasıl bu kadar derin, içindeki kederin diyerek süzülmüştüm ruhunu gören gözden
en acımasız hisle, intikam alır gibi ve derini ustura yırtarak oymuş gibi
ve dahası / hayatta çektiğin tüm acılar sana revaymış gibi
gelenler kanatmıştı, giderken izim kalsın der gibi her vicdansız
anlamsız nefretiyle daha derin oymuştu kabuk tutmaya yorgun, ruhun yaralarını!
gönlünde taşıdığın asla tamamlanmayan,
parçaları meçhulde yaşadıkça kaybolmuş yap boz parçası gibi eksiklerini gördüm

oturduğun yatağın tam önünde durarak, dizlerinin dibine
yavaşça çöküyordum… sen hayata sarılıp, çökmemeye çalışıp
yaşamı pençe pençe kazandığın elleri dizinde bağladıkça, içine ağlıyordun
hislerini yüklenip bir an gözüme baktın, gözden özüme aktın
bakışımı hissedip dıştan görünüşünü süzüyorum sanmıştın! ...
oysa, ben o bakışla, sustuğun her cümleyi gönlünden okuyordum
şeffaf geceliğinin içinden süzülerek, tenine ve rengine
utanıp bakmasam da, ten’den öteni gördüm… esmerdi hüzünlerin
fakat siyah değildi… kararmasına engel bir çocuk yaşıyordu
her çektiğine rağmen, çekilmez bu dünyaya tebessüm saçıyordu.

kaybolmuştu gözlerin bilinmez bir noktada… dalgınca bakıyordun
ben ardına oturup, sinemi yaslamıştım hüznün rengi sırtına…
çekinme, yaslan dedim… “hem güven hem de yaslan”
çünkü yaşanılmazdı… hep içine sustuğun senle yaşayan ‘yas’lan’
sırtın göğsüme yaslı saçlarını okşarken, bir cümle firar etti sessizce dudağımdan
- ver elini elime, beraber okşayalım ruhundaki çocuğun güzel kokan saçını.
taradığımız saçlar ne kadar seninse de bil ki, her okşanışta
yüreğinde yaşayan tebessümlü çocuğun ruhu okşanıyordur.

“hem soyun hem de giyin…”
her biri, birbirinden yorgun geçen yılların sana düğümlediği
ne kadar keder varsa; düğümlerini çözüp yüreğinden sıyırıp
fütursuzca soyunup at gitsin şu halıya! …
üstündeki gecelik yine teninde kalsın… bütün hüznünü soyun
geceliğin misali o zarif ruhun için sevinçlerini giyin

yanına geldim diye, sana yaslandığıma ve ellerini alıp
saçın okşadığıma, bakıp yanlış anlama…
incinip, sanma sakın
- içinden geçen ben mi, bende görünen ten mi… deyip endişe duyma

de ki, benle seviş’me, yalnızca seveceksen ruhunu vereceksen
o zaman gir, içeri… mahremiyetim saklı, bana özel odama.

sevişme… hüner değil veyahutta bir sanat… onu herkes yapıyor
sevmeden dokunmaya, insanlar can atıyor!
duygusuzca yaşanan, adına her ne dersen… yaşanmışlık tersine
yaşanamamışlıktır hep… ruhunda iz bırakır koyu, kara ve çıkmaz

- derdim tenden ötendir… içimdeki ‘çocuğum’ sendekine emanet
hayata barıştırmak artık senin elinde…

Berkan Koloğlu
Kayıt Tarihi : 22.7.2009 01:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Berkan Koloğlu