Sevinya Romaniez Caddesi akşamüzeri. 43 numara Sevinya Romaniez caddesinin tek çıkmaz sokağında. Bir akşamüzeri kaybettim kendimi. Romaniez caddesi 43 numara dikildi karşıma. Dönemem geriye. Aşıp geçemem bu gizemli sokağı. Yaşanacakların atıldım koynuna. Yaşadım. Sergüzeştliğimden vazgeçtiğim kadar hiçim. Olmazlarım kadar var. Dönüp gitmek bana göre değil bilirim. Hani dönecek de değilim.
43 numaranın sokağa bakan yüzünü yıkar akşam güneşi. Beni gölgesinde saklar. Beyazlar içerisinde bir kız penceresinden sokağa bakar. Ne bir adım öteye gidebilirim. Ne bir adım geride yerim var. Arkamda bana dair hiçbir şey kalmadı o an. Yok, saydım öncesini. Hatırımda bile değildi kimisi. Ben 43 numaralı evin penceresinden sokağa bakan kıza sevdalandım. Ne bir adım gerisi ne bir adım ötesi yazılmış bana.
Kuru bir tebessüm mıhladı beni buraya. Bertaraf olmuş kalbim izin vermez ileriye. Gerisi en derin kuyu, biliyorum bunu.43 numara Sevinya Romaniez caddesinin tek çıkmaz sokağına saklanmıştır. Sokağın köşesinde kalakaldım. Bedenim titredi. Ne sevdaya gücüm yetti, ne dönüp gitmeye…
HALİMİ ANLATAMAM SANA, KALBİM DURACAK GİBİ…
24–11–2004
Sevin ya Romaniez Caddesi akşamüzeri. Rast gelmemek için eşe dosta saklıyorum kendimi. Saklıyorum konuşturmasınlar diye beni. Senden söz açmasınlar diye. Gittiğine kendim bile inanamazken, nasıl anlatırdım bir başkasına seni. Sevinya Romaniez caddesinden sizin sokağa dönüyorum. Pencerende yoksun bu defa. Bu sokak sensizken beni boğuyor sanki. Taş duvarlar üzerime geliyor. Nefes nefese kapına geliyorum. Açmayacağını bilerek zile basıyorum. Kapıdan geçenler, evinize girenler bakıyor bana, dizlerimin üstüne çöküyorum. Sevinya Romaniez Caddesi üzerime geliyor sanki… Sensizliğime gömülüyorum. Her zamanki gibi sergüzeştim, dilenciden farksızım. Sevdana muhtacım kapında. Seni görmek için yıllar sonra kapındayım.
Bir dinleyebilsen ya da bir anlatabilsem kendimi sana. Hadi artık bitti desen bu sıla. Sarılsak Sevinya Romaniez’den yürüsek aşağıya. Elimden tutsan sıkıca, terlese ellerin avuçlarımda. Tek bir kelime etmesek, usulca geçsek tüm sokakları. Bir sigara uzatsam sana. Tereddütsüz kabul etsen. Kibrit çöpü alevlendirse sigaranı. Seni izlememe izin versen. Dokunsam yüzüne usulca.
Sen Sevinya Romaniez’i seyrederken sarılsa ellerim beline, dokunsa titrerken ellerim tenine.
Sevinya Romaniez caddesinin sonunda, dönüp baksak beraber geriye. Şehir arkamızda kalsa, gözlerine bakmak hazların en güzeli iken korkutmasa bakışların. Yavaşça kulağıma eğilsen herkesten saklar gibi, bir gizi verir gibi; seni seviyorum desen, üzerimdeki tüm acıları Sevinya Romaniz’e bıraksam. Sevinya Romaniez’e inat sarılsak sımsıkı. Ellerimiz kenetlense yürüsek. Nehrin kıyısına gelsek, farkına varmadan, duraklasak, birden kıyıdaki banka doğru ilerleyip, usulca otursak. Dizlerimiz değse hani birbirine.
HALİMİ ANLATAMAM SANA, KALBİM DURACAK GİBİ….
Fatih TUNA
Kayıt Tarihi : 8.7.2009 11:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!