Bir akşam geçiyor gözlerimden
Uyandığım güne elveda
Kartal köprüsünden
Pendiğe süzülürken
Yarın doğacak güneş
Sana günaydın,sana merhaba.
Yıllar ay gibi geçiyor aylarda gün
Daha on beş yaşındaydım dün
Ekmek pişirirdi annem
Yayladaki evimizde
bir yuka çantamızda
bir yuka elimizde
Keçi gütmeye giderdik
böyle akşam üstüleri
Göğe doğru yükselir di
Ocağın tütsüleri
Ekmeğin kokusu ormanı sarardı
Bahçede babam fasulye sulardı
Neden sonra bir ünneme duyardı.
Kezban yengee,kezban yengee
Damyıkığın da köyümüzün kızanları
Gitmeyiz derdi buradan ayran içmeden
Kimisi koyun kimisi inek çobanları
Onlar çay içerdi
Kanardı suya sürüler
Evin önündeki çeşmeden
Elindeki zinide tere yağlı somun
Annem yazlık kapısında görünürdü,
Sinin üzerindeki tereyağlı somun
Dilim dilim kardeş payı bölünürdü.
Bir akşam geçiyor gözlerimden.
O akşamında silinip gitti izleri.
Kurtulmak ister kapısı kilitlerinden
Dedemden kalma yayla evinin
Bir çoban bekler,yahut bizleri.
Çocukluğumun geçtiği yayla evinin
Baykuş yuvası olmuş çatısı
Bilmem bir daha açılır mı kapısı
Sevinin akrabalar sevinin.
Sevinin.
Özdemir Taşavlı
Kayıt Tarihi : 2.8.2023 01:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiirin hikayesi kendi içinde
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!