Sen o şehre dokunduğunda,
Şehir ağlardı sızısından...
Şimdi ayrılığı sapladığın,
O kentin en sen yerinden çekip,
Kınına koyuyorum usulca içinin hançerini...
Pas tutumuş yokluğunun dili kana bulanırken,
Şimdi beni yaslayıp gittiğin o uzak şehirlerin uğultusunda,
Aralıksız bir sağanak indiriyorum gözlerimin o adressiz aralığına,
Yüzgöz olduğum bütün kederlerim koynuma atılırken yetim çocuklar gibi şimdi,
Hasretinin o ağır kokusuyla sarhoştu bu şehrin bütün caddeleri...
Düşler ormanının uğultusunda el yordamıyla,
Ömrümün orta yerine saplı ağır ve sancılı bir yalnızlıktı gözlerin,
Ve o öksüz çocuk kokusuyla tutkunu olduğum saçlarının esiriydim ben...
Geldin ve değiştirdin diyebildiğim her ne varsa hepsi sendi...
Şimdi üşüyen ellerimde yokluğunun kanı,
Kanayan gözlerimde hasretinin izi var...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!