gölgeli korular
kuytuluklarda yapraklar sessiz
ürperti tenimde
doğa fısıldıyor rüzgâr
binbir renkli tabiat
döndürüyor başımı tabiat ana
başaklar sarardı
doğum yakın
bereket tanrısı gülerken
ellerimde binlerce bebe
şükretmek tüm yüreğimle
tırnaklarım karasaban
zıplayıp çığlıklar atarken sahilde
âşina yüzler ihtişamıyla câmi
sevdiğine koşarcasına koşan dalgalar
martılar Beylerbeyi’nde neşe...
“Kaptan amca düdük çal! ”
Ne tuhaf oyun anne!
ölüm ve yaşam
avuç içi ve tersi
birlikte yaşayan
ayrılabilirler mi
sürüklüyor kader
bilmeden öldüğümüzü
yazgım sürüklüyor...
dalgalarda almaktayım yol
teknem... kürekleri kırık
umut korku bıkkınlık hırs
yer değiştirmekte ruhumda
yok yaşamın ahengi
elinde sigaran, akşam çökünce omuzlarına
başak başak dolanmışsa dertlerin
bir de yalnızlık yapışmışsa yakana
düşmez dilinden gariplik türküsü
Orhan Veli, Veli’nin oğlu
kimsesizliğini derinden derinden
sağır sultana ulaşabilir miyim
kör bakar mı gökyüzüne
kederle hüzne tutsağım
üşür yıldızlar gözbebeklerimde
binlerce yıllık yalnızlıktı doğa
susuzluğunu doyurdu
kana kana içti toprak yağmurla
sevgiyle suladı saksıdaki çiçeğini el
gülümsedi mutlu
sevincin neşenin resmiydi
çizilen sevgiyle
kalemim fırçamdı
hüznümdü yansıyan tuvale
bir renge bağlanan tutsak!
gülerken ağlayan dudaklara baktılar
'karamsar' dediler.
Anlamını yitirdi düşler acılar
Prusya mavisi gece
bulutlar saklamaya çalışırken ayı
gonca kan ağladı
sabahın alacasında gül
ısdırapla açıldı
yapraklarında çiğ damlaları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!