Sevinç Deli: Hayatı, Biyografisi, Eserle ...

1

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

SEVİNÇ DELİ HAYATI

Sen gittin ya... yoksun ya... bittim ben... ve bıktım bunları kendime tekrar, tekrar söylemekten. bıktım... bıktım hergün seni yeni baştan, en baştan özlemekten. bıktım seni hergün en baştan yaşamaktan, sevmekten... offf!...
Sen ölüm uykusunda, günah bedelleri ile sevap ödülleri arısında gidip gelirken, bana yeryüzündeki sahte cennetler bile cehennem oldu. Senden sonra,senden arda kalan acılara kol kanat germek düştü bana hep, bu çaba büktü bileğimi, boynumu yoruldum! Hem öyle ki, kaçmak kurtulmak gibi seçeneklerin bile sunulmadığı, sunulsa bile bence kabul görmediği , tanrının yüreğime buyurduğu YENIDEN SEV emrine dahi asi gelecek kadar seninle senin gittiğin yere gittim ben. Yeniden sevdalanmak varsa eğer bunun bendeki tanımı yine, yeni baştan, en baştan sana sevdalanmak oldu. Hayalimdeki yürüşüne, hayalimdeki gülüşüne, hayalimdeki sözlerine, kısaca anılardaki SANA vuruldum yeniden. Senden daha mı az acı çekiyorum dersin?! Görsen halimi, zebani eteklerine kapanıp kul-köle olmaya razı gelirdin. Gittiğin yerden bi haberim ancak, inançlarım gereği bildiklerimce söylüyorum; yer yüzünde bir cehennem var ki işte o benim yüreğim... ahhh kimse bilmez ne ateşlerle, ne yangınlarla kül olduğumu ve küllerimin ne fırtınalarda savrulduğunu kimsecikler bilmez sevdiğim.

Ne şimdi nede bundan önce yazdıklarım, yaşadıklarımın kırıntısı bile değilken... ifade zorluğu yüzünden aktaramadıklarımı içime atıp, yüreğimde kanserleşmesini ve sebebim olmasını bekliyorken, ben bile acılarımı yüreğimde çözümleyemiyorken, toprak bedenli bir sevgili nasıl anlayabilir ki neler yaşamak zorunda kaldığımı, ne acılara katlandığımı ve artık katlanılamaz ne acılar içinde cüzzam azaplarla kıvrandığımı... Gözlerimi kucağımda biriken gözyaşlarımda bıraktım, bıktım ağlamaktan! Ağlamak da huzur vermiyor artık, kahretsin!...

Dahası var mı?! ... Cam kırıkları üzerinde yürüyorum ölü sevgili. ayaklarım vızır vızır kan revan... acı yok... incecik bir çizgi yaşam, boşluğunda sen... ip cambazları gibi düşmeme çabasında da değilim inan, düşüşüm kurtuluşuma sebep olur umudu ile, hani bir rüzgar esse de, dengemi yitirip düşsem senin olduğun yere... umut işte... anlıyor musun? Kendimi atsam! atamam! bahane değil, bahane gibi görünen, gönülde bir RAB korkusu ki, sorma gitsin. Ölümü bilerek tercih etmiş olmanın cezasından çok, ayrı yerlerde cezalandırılmak belkide korkum bilmiyorum... Yoksa çoktan yanında olurdum, kimbilir belki de yanıbaşında... her soluk alışta "Bu son mudur acaba?" diye beklemezdim böyle. Her an ardım sıra dolaşan belalı hayalin yüzünden, deliliğimi kimse farketmesin diye verdiğim yorucu mücadeleler de biter, giderdi. Bu sırrı da saklamaktan yoruldum artık biliyor musun? Deliliğimi söylenmez sırlar katogorisinde, gönlümün kutsal emanetler köşesinde korumaktan bıktım!. Söylesem deli sanılmaktan değil, deli muamelesi görmenin ağırlığından korkarım. Uğraşamam şimdi milletin ne "dedi"si ile,ne *diyecek"i ile...

Kısacası sevdiğim; "ne alaka!" deme sakın...
CEM'reler düştü toprağa, BAHAR geliyor!