Bitti son şarkım umuda dair,
Son rüyam hayallere dair,
Bir böceğin çiçeğimi yemesi ile
Gelebiliyorsa son nokta,
İstemiyorum artık çiçek olmayı,
Böceklerle dolu bu bahçede….
Gözlerinde umut ellerinde hayatım
İyi ki doğdun iyi ki varsın Baray'ım
Tonlarca yükün altında nefessiz kaldım
Sensin tutunduğum dalım gün ışığım
Hayatın anlamını yıllarca aradım
Doğuşunla anladım sensin anlamım
Kuşumdun gönül kafesimde büyüttüğüm
Çok sevdim şen sesini bülbülüm
Ne zaman ki sustun, soldu gülüm
Kafesten uçtun, oydun gözüm
Seni azat ediyorum bülbülüm
Seni seviyorum kelebek ömürlü
Kozasından çıkamayan sevgim
Sevmeyi seviyorum, hümanistim,
Kendimi seviyorum, narsistim,
Seni seviyorum, yalnızım...
Seni sevdikçe yalnızlığım
Hep aşk istedim filmlerdeki gibi
Hep imkansızı seçtim,gülmedim ki
Neydi kaderimin oyunu, neydi sebebi
Ne yaşayabildim mutluluğu, sevinci
Ne hüzünlenebildim eskisi gibi...
YALAN
İlk görüşte sakladım seni içime
Bir çekim, bir büyü vardı bu işte
Yalındım, arıydım, çıplaktım
Ruhum ortadaydı, kapıldım…
İkili ilişkileri hayatımızın başköşesine kim koydu? Neden mutluluğumuz da mutsuzluğumuz da aşk hayatımıza bağlıymış gibi yaşıyoruz çoğumuz? İşimiz, aile yaşantımız, sağlığımız iyi olsa da aşk olmayınca neden kendimizi dipsiz kuyulara ipsiz bırakılmış ışık arayan böcek gibi hissediyoruz? Hadi diyelim bu yalnızlık korkusundan ve her daim içimizi dökebileceğimizi her şeyimizi anlatabileceğimiz birinin barlığına duyulan ihtiyaçtan. Peki neden o halde bir sevgilimiz olduğunda onunla konuşmak yerine tartışıyor, paylaşmak yerine sadece almaya kalkıyoruz ve hala mutsuzuz ya da mutluluğumuzu kendi kendimize gölgelemeye çalışıyoruz kaprislerimizle, isteklerimizle, tavır almalarımızla, kendi isteklerimizi dayatmalarımızla, beklentilerimizle? Yalnızlıktan korkup yalnız kalmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Bu her aç kalmada yemek yiyebilmenin değerini bilip, her toklukta diyete girme arzumuzla aynı tatminsiz durum mu acaba?
Her isteğimizin yerine gelmesine yüzsüzlük edip daha fazlasını istemekte kendimizi haklı görüyoruz. Sıfır iken bir olan iki de olur üç de deyip istemeye devam ediyoruz. Ama fark etmiyoruz bazen bu bir, iki, üçler artı yönde mi yoksa eksi yönde mi artıyor diye. Sevgilerimizi, paylaşımlarımızı olumlu yönde çoğaltabiliyorsak ne ala, ama olumsuz yöne gidiyorsa patlamaya hazır bir bomba oluşturmuşuzdur, sadece tek bir hamle yapmamızı bekler hal almıştır. Ateşi yakmak… Sonra bommm…Geride kalan yine yalnızlık ve soru işaretleri…
Sevim Atan
25.12.2008
Tereddütüm var ne kadar yaşayacağım
Ya tren erken kalkarsa diye
Nefes nefese koştururken
Bir Kızılderilinin mağrur edasıyla dikilip
Beklemedim ruhumu yetişsin diye...
Bedenim yaşlandığı halde
Yarım kalan sevdamdın sen
Bırakıp gittin anlamadım neden
Hayatım yarım kaldı birden
Sana soramadığım 'neden? 'den
Göremedim de içini ey terk eden
Açık bırakıp gittiğin pencerenden
Bir inci düştü sayfamın üstüne,
İşte bir tane daha.
Baharda dökülen yapraklar,
Zamanı geldikçe giden insanlar gibi.
Ama bu incilerin düşme sebebi
Bildiğin gibi değil.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!