İlkokul kitaplarımdan birinden anımsarım. Büyük önderimiz Mustafa kemal Atatürk halkının sevgi gösterilerinden mest olmuş bir şekilde iken yanındakinin sorusuyla kendine gelir;
“Efendim, bir şeyiniz yok ya? ”
“Hiç bir şeyim yok. Siz mutlaka sevmişsinizdir. Ama hiç sevilmenin mutluluğunu tattınız mı? ”
O bu ülkenin kurtarıcısıdır. Sevilmek onun için normaldir. Onun kadar çok olmasa da hepimizin sevenleri vardır.
Çalıştığım bir şirkette bir özel işim için bir arkadaşımdan ricada bulunmuştum. İşi gereği tanıdığı bir arkadaşına telefon etti. Bir süre görüştüler. Sesini benim duyamayacağım seviyeye indirerek sürdürürken yine de bir sözüne tanık olmuştum; “Ama bu kişi kendisini kıramayacağım bir ağabeyimdir.”
Daha eski anılarıma gidiyorum şimdi. İş yaşamımın ilk yıllarındaydı. Alışık olduğum üzere büroya zaman zaman işim olsa da olmasa da uğrar, oradaki sekreterlerin hatırını sorardım. Bir işimin çabuk halledilmesinde kısmen de olsa etkisi olur düşüncesiyle “Bu serviste en çok sevdiğim kişi sensin” derdim veya yaşını olduğundan daha küçük olduğunu belirten bir iltifat sözü söylerdim… “Kahveniz nasıl olsun efendim? ” diye sorardı bunlara karşılık…
Aslında içimdeki sevgileri o zamanlar da asla saklamam, kime olsa söylerdim. Hiçbir sebep yokken de büroya girer, yine o sözü söylerdim; “Bu serviste en çok sevdiğim kişi sensin.” Şöyle döner diğer çalışanlara, “yine bir işi düştü bana” derdi… Herhangi bir işim olmadığını fark edince de mahcup olurdu.
Bir gün bir yazı götürmüştüm ona daktiloya çekilmek üzere ve bırakıp bürodan çıkmıştım. Bir süre sonra büroya uğrayıp yazımın durumunu sorduğumda sekreterimiz kafasını bile kaldırmadan; “Tüm yazıları yırtıp çöpe attım.” Diye yanıtladı ve arkasından hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Bürodaki diğer çalışanlar başka bir mühendis arkadaştan hak etmediği bir azar işittiğini söylediler. Fazla da bir şey sormadan bürodan ayrıldım…
Başka bir amaçla, başka biriyle görüşmek üzere büroya uğradığımda bana seslendi; “Kadir Bey” dedi, “şu yazınızı imzalar mısınız? Yalnızca sizin yazınızı atmamıştım.”
Öfke… Hani şu insanın kendini kaybetmesine neden olan duygu. Sonucu ne olacağını bile düşünmeden, işine son verilme tehlikesine aldırmadan değerli evrakları yırttıran veya patronun odasına daldıran…
İşte öyle bir öfke anında bile hatırı, sevgisi saklı kalan kişilerden olmak nedir bilir misiniz?
Sizlerin de sevilen, sayılan kişilerden olmanızdır dileğim…
(12.01.2009)
Kadir TozluKayıt Tarihi : 12.1.2009 19:50:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kadir Tozlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/01/12/sevilmenin-doyumsuz-mutlulugu.jpg)
gönül ister ki herkes sevsin,sevilsin...
sevilmek güzel şey...
babam,sana kocaman sevgiler....
Saygimla.
Dediğiniz gibi sevilmenin hazzı bir başka...
Allah herkese bu duyguyu yaşatsın inşallah...
Çevrenizden sevdikleriniz ve sevlenleriniz hiç eksik olmasın....
SAYGILARIMLA
Sessiz Çığlık
TÜM YORUMLAR (9)