Sevildim mi? -9- Şiiri - Erbil Kutlu

Erbil Kutlu
173

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Sevildim mi? -9-

SEVİLDİM Mİ 9

(BÖLÜM IX)

Artık mezun olmuş, iş hayatına balıklama dalmıştım. Ama öyle zor gelmiştiki çalışmak, gerçekten raatım bozulmuştu. Canım isterse uyanıp, canım isterse uykuma devam edebileceğim dönem geride kalmış; bundan sonra sabah 6-6.30 gibi uyanıyor, saat 8’de iş başında olacak şekilde yola çıkmaya çalışıyordum. Zor geliyordu. Bu nedenle askere gidene değin, o 2.5 yıl içinde 4 iş yeri değiştirdim. 4.işim şu anki işim olmakla beraber burada tam 1 yıl çalıştım.

Sonunda o 2001 yılının kasım ayı gelmişti. Askere gidiyordum. Otobüse binip, otobüs Selimiye Kışlası’nın önünden geçerken hiç bir his hissetmezken “bitecek mi, geri dönebilecek miyim, doğuya gider miyim, savaş çıkar mı” sorularını sormaya başladım. Acemi birliğim Amasya’ya inene kadar kesik kesik uyudum. Tek bir rüya görüyordum her uykumda.

Düz bir satıh olan yolda deli gibi koşuyordum. Elimde bir tek tüfek vardı ve her kurşun atışımda küçülüp duruyordum. Artık tüfeğin yanında ufacık kalmış, ağlıyordum. Ağlamaya başladığım anda ürpererek uyanıyor, bir bardak su içip tekrar uyumaya çalışıyordum.

Amasya’ya ulaşmış, benim olan son zamanları korumaya, en iyi şekilde geçirmeye, mümkün olursa son bir kez yumurta yiyebilecek bir yer arıyordum.

Saat 15.30 da üniformaya teslim olmuştum. Artık sivilleri çıkarmış ve...

Herkes tümden soyunup kontrol edildiğinden yakınırken, ben sadece vücudumun üst tarafını soymuştum. Ama içime ateş gibi düşen, aşı olurkenki olandı.
İki kişi karşılıklı oturmuş herkese ellerindeki iğnelerin ucunu değiştirerek batırıyordu. Bende bir an boş bulundum ve sol koluma olan iğneyi gözlerken, aynı anda aynı acıyı her iki kolumda da hissedince “iğrenç” diye bağırdığımı hatırlıyorum.

Acemiliğin son günleri idi. Dağıtımlar okunuyordu. “FAHRETTİN ERBİL KUTLU KTKA BİRİNCİ MEKANİZE PİYADE TABURU GÖNYELİ LEFKOŞA KIBRIS”...
Ayağa kalkıp dinlediğim anda beynimden vurdular sandım. Kıbrıs Kıbrıs diye bir uğultu tüm benliğimi kaplamıştı. Öylece ayakta kalakalmıştım.

Kendime geldiğimde, gece yarısını geçiyordu vakit...

Bayram bitmiş ve ben Kıbrıs’a gitmek üzere hayatımda ilk kez uçağa binmek için Atatürk Havalimanı’na gidiyordum.

Ve artık Lefkoşa’da idim. Hatta günler, aylar geçmiş ve evime izine gelmiş, tekrar uçakla geri dönmüştüm ada mahkumiyetime.

Aşkın ne olduğunu, o uçak seyahatlerimde öğrenmiştim. Bembeyaz bulut tarlalarında sevgilinin hançeri ile mutluluk biçmekmiş.

Dediği gibi Cem Karaca’nın:

Sürerim buluttan tarlaları,
Yağmurlar ekerim göğün göğsüne,
Güneşte demlerim senin çayını,
Kalbimden süzer öyle veririm.

Tarih 9 Eylül 2002 Pazartesi idi. Bir kitabevine girdim gazete almak adına. Lakin mutluluk alıp çımıştım.
Konce’yi tanımıştım o gün.

Tatlı bir aksaanı vardı ve çok candan konuşuyordu. Sırf o muhabbetine nail olmak adına her çarşı iznimde soluğu onun yanında alıyordum.

Günler geçtikçe ondan hoşlanır olmuştum. Kalbim artık sadece onun yanında atıyor gibiydi.

Peşinden koşupta çıkma teklifi ettiğim ilk kızdı ve 20 mayıs sabahı artık erişebileceğimin gerisinde kalmıştı. Ama sevgisi kalbimde idi.

Telefonlaşmalarımız sürüyordu. Lakin yetmiyordu bana. Karar aldım gitmeye ve sabır ettim. Ramazan Bayramı’nda tüm işlerimi ayarladım. 24 kasım gecesi Kıbrıs’a vardım.

Çok güzel bir hafta geçirdik. Yedik, içtik, eğlendik, seviştik. Ayrılırkende herşey çok güzeldi.

Ta ki 1 ocak 2004 Perşembe saat 15.43’te “beni bir daha aramanı istemiyorum! ” diyene değin...


(DEVAM EDECEK)

Erbil Kutlu
Kayıt Tarihi : 2.9.2007 22:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Erbil Kutlu