SEVİLDİM Mİ 10
(BÖLÜM X)
Askerden yeni gelmiştim. İnternette dolanıyordum. Askerde iken bir yazı vardı. Yazının olduğu siteye mail attıp yazıyı istedim. Yazı Elif isimli birinden gelmişti bana.
Bir teşekkür maili çektim. Karşılığını gönderdi.
Sonra bir ay boyunca sadece ben mail çektim. Bu arada Konce ile bana gelen güzel mailleri diskete yada CD’ye aktarıp ona gönderiyordum. Bir temmuz aksamı yine nette iken Elif’ten mail geldiğini gördüm. Tanışmak istiyordu. İş kimliğim yanımda idi o sırada ve scan edip mailledim ona.
Önceleri günde 2-3 mail atarken birbirimize, eylül ayını maille anında haberleşerek geçirmeye başladık. Asla onunla bir aşk yaşamayı değil, sadece arkadaş olmayı düşünüyordum.
9 ekim 2003 Çarşamba iş çıkışı buluştuk onunla Taksim’de.
O geldi “Erbil” “evet” “ben Elif”. Bende ses soluk kesilmişti. Zira ben güzel görünmek için saçları sarıya yada kızıla boyalı, makyaj manyağı olmuş ve benden uzun birini beklerken; esmer, kahve gözlü, hafif makyajlı kıvırcık saçlı, güzel, olgun bir kız gelmişti.
Önce yemek yedik, sonra sinemaya gittik. Ardından biraz dolaştık. Akik mi, Akis mi ne taşı varmış, burcuna göre ona iyi geleceğini öğrenmiş. Akrep burcuydu ve hoşlanmıyor gibi bir hali vardı bundan.
Ardından onunla, o olgun görünüşünün çocuksulaştığı The Marmara’nın Roof Bar’ına gittik. Otelin en üst katında olduğu için İstanbul gecesine bakan müthiş bir manzarası vardı.
O manzara karşısındaki halini anlatmaya kelimeler yeterli gelmiyor, denedim olmadı. Ama o görüntü karşısında “inanmıyorum” deyişi vardı. Duyan bir daha bir daha ölürdü.
Gece saat bire kadar oturduk. İki kez telefon geldi, “kalkalım mı? ” dedim, ésen rahat ol iç biranı” dedi.
Ne kadar ısrar ettimsede evine bıraktırmadı taksi ile. “Eve ulaşınca ara” dedim, aramadı ben aradım. İçim rahat değildi. Gecenin bir saati Beşiktaş köy İçi’nde bir kızı bırakıpta Allah’a emanet demekle yapamam ben. Aradım yeni girmiş eve. Derin bir oh çektim.
Devam eden haftanın Cumartesi günü seminer çıkışı nette mail attım ona. Çalışıyordu çünkü. Pazar günüde attım maillerimi, lakin bu mailler bana geri döndü, bloklanmışlardı.
Aradım sordum “n’oldu, blok koymuşsun bana, ne yaptım? ” “attığın mailden dolayı” dedi. Hatırlamıyordum ki ne yazdığı. “Eğer elinde ise bana gönderir misin? ” dedim. Tamam dedi.
- Gerçekten kötü birşey gönderdiğimi düşünmüyorum hala, çünkü ne gönderdiğimi hala bilmiyorum -
Ama göndermedi. Hatta göndermesi için, yalandan arkadaşlarımın göndermiş olabileceği yönünde mail attım; “seninle ve arkadaşlarınla uğraşmak istemiyorum pis yaratık.”
Evet haklı idi, bir özür dileyip sonu gelecek bir kaostaki yangına körükle gitmiştim. Ona en ağıza alınmaz küfürleri etsem belki daha az incitirdim. Ona çok ağır konuşmuştum. Bir anlık sinir hezeyanında öfke ile kalmış ve n’aptım diye farketmem sadece 2 dakikamı almıştı. Ama sadece arkadaşça düşündüğüm insan ya beni yanlış anlamıştı, ya da ben gerçekten yanlış sözler etmiştim; bilemiyorum.
Ancak sonucunda bu üzüntü ile Konce’ye daha da bağlanmıştım. Lakin oda boşver kızdır, bulur demişti, moralimi düzeltmişti biraz.
Ta ki o ana değin.
Erbil KutluKayıt Tarihi : 2.9.2007 22:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!