-İzi yüreğimde, gözü sözlerimde, sızısı ruhumda, adı sıfatlarımda, tadı dimağımda, şanı anılarımda, gidişi işte gidişi bütün ömrümde olan sevi meleğisin.
Bu ezginin son sesi son nefesine çok yakın.Yar sen bilirkişi raporuna göre bilirlerin ve kişilerin sonrasızlığına melodik kalış olmuşsun.
-Bildiğim kişi hep sen olunca senli kararlar çıkıyor kara sevdamdan.
Eski bir rüya , eskimemiş bir hasreti sarar, sarıldığım senin hayalinle hangi halin çekimisin.
Aşınmış bir hayatın tinleri bulur senden sonraları.Beni toplar kaderin kederle kesildiği uçta.Ucu keskin bir bekleyişin anı olurum.
K’esilirim sana.
-K’anar insanlık
T’alanlanmış geçmişlerde kalır son kalışım.Gidemem, gidersem de gidemem.Tezatlarıma yapışık kalmış gerçeğin.Gözlerin gerçekken, son sözlerin gerçeğimi keserken gidememem.
Umarsızlığımın son kullanma tarihi geçmiş .Umduklarımın üretim tarihi yeni başlamış.Umuluşun son tarihi yazılmamış.Bahtının içinde saklı bir aşk tarihi gibi kalmışım sana.
Yüreğin kesiklerinde yaralanmış günceler taşırım.Lazımsın sol yanıma.
-Hıçkırığını y’ellere kaptıran periler gibi masalımın uzunda kalma. Tatlı bir cadı gibi rüyalarımı anlatma hurilere.Burası senden kalma içsel cennetim olsa da anlatma benli düşleri. Damlaların akarken yüzemem sensizliğin denizinde.
Gidilmezliliğin s/ezgilerine kendime katarak beste beste okundun, varılmazlığa varıldım.Hissi bombaların altında kendime yaralandım.
-Seni sordu nemli gözler.
…:
Bir resim eder belki dedim.
Nemli gözler:
-Çok etmiş bak sana.Bir resim ki bir dünya kadar büyük. Sığdıramamışsın. Bütün gönüllerin, ömürlerin duvarına asmışsın.
-Eceli hecelenmiş bir ömrün sunağındasın.Sol yanından sonra başlıyor sensizlik.
Sessizliğimin radyosunda radyosun yayılıyor.Kanserli bir sensizlik yaşıyor yanı başımda.
-Kaybedecek bir şeyi kalmamışın kırlangıcı taşır taşınmaz ama sözlerle dile getirilen eylemleri.
Kırılacak gönül dile gelir
…:
Aşk kırılan bir gönle akmaz. Aşk, bir serçenin gözyaşları gibidir. Biliyorsun ki serçeler ağlayınca ölür. Aşk, gerçek aşka gitmek için kırılışı sevmez.
Sustum.
Dedim ki…:
-Aşk, içimizde elmastan yapılma hissi bir fanus. Karanlık olan hazları aydınlatmaya başladığı andan beri fanusun camları kırılır, can kırıkları üstüne, aşk kırılışları başlar. Başlarız yaşanırlığın en özelinde ayrılığa, hasrete, özleme, vuslatın tanı olup yamaları aşkı.
-Her aşk onarılmış, her aşkın elmastan yapılma fanusun camı kırılmıştır.
Şimdi kuşatıcı bu duygunun binlerce yaşanırlığı gibi binlerce kırılışı var. Bu yüzden onun can kırıklarında, onun yaşanırlık gözleri akar.
İşte harlanış yarliğimi yakarışların hevesinde yaktı.
Hasret içimde uzman olmuşken gidemem bu yangından.Umarsız değil kalakalışım. Umudun son küresiyim, senden sonrası ben.
-Tükenişlerin tüketici haklarını savunuyor ruhumun son sesi.
Sensizlik bir hak, hakkımı aradım bu sevda şerefelerinde.
Yazılmamış cümlelerin bağrındayım, bütün aşk metinlerini eşeliyor sözlerin, bana bakan gözlerin Şehrinaz.
Kayıt Tarihi : 16.8.2012 19:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!