Sevgiye ve sevilmeye dair Şiiri - Ahmet ...

Ahmet Salı
22

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Sevgiye ve sevilmeye dair

Hayatın özünü anlamada en temel dinamiklerden birine göz atarak söze başlamak isterim. Bizi yönlendiren bu iki faktörü görmezlikten gelmemiz olanaksız. Bunlardan birine İYİ diğerine KÖTÜ diyoruz..insan yaratılış itibarıyla iyiyi sevmeye, kötüyü dışlamaya meyillidir. Hatta bunun bir doğma olduğunu rahatlıkla iddia edebiliriz. Zihinsel oluşumlarda iyinin,kötüye galebe çalmasına öncelik vermek aynı zamanda insani bir çabanın da tanımlanmasına verilecek isimdir.bu savaşımın gereğini yerine getiren ve getirmeye devam eden insan ve topluluklara da saygı duyarız. İnsan iyi ile kötünün savaşımına sahne olmasıyla,kendine anlam veya anlamsızlık katan bir varlıktır. Zihinsel oluşumumuzun temelinde mücadele ve gayret etkin bir rol oynar. Sevgi ve barış kavramları, bu mücadeleden sonra manasını bulur. Öncelik duygusallıkta değildir.iyi’yi veya iyi olanı sevmek, kötüye hınç duymak, kötü olandan nefret etmek ve onu yok etmeye çalışmakla anlam buluyor kanaatindeyim. Şu kanaate varmak sanırım pek yanlış sayılmaz;
Sevgiyi, sevme ve sevilmeyi dengeleyen unsurlar, hınç, nefret, korku gibi duygularımızdır. Sevgiye, sevmeye ve sevilmeye anlam katmak, bu duyguyu olumsuzlayan nesne ve manalara da karşıt duygular geliştirmeyi gerektiriyor.
George W. Bush’u ele alalım. Biz bu şahsı, bu ismi taşıdığı için mi sevmiyoruz; yoksa, hayata, insana, itikadlarına yüklediği anlam ve yüklendiği misyonun cisimsel görüntüsü olduğu için mi? Bize faraza 8 yaşında çekilmiş bir resmini gösterseler, hakkında kullandığımız olumsuz kelimelerin hiçbirini kullanmayız. Bizler hoşlanalım veya hoşlanmayalım, insanı fiziksel ve cisimsel görüntüsüyle değerlendirmeyiz. Fakat öz’üne(insan sayılma duygusuna) yüklediği mana ve fiillerin ifade ettiği anlamlara göre o kişiyi değerlendirir, sever, korkar, saygı duyar, nefret eder veya hınç duyarız. Bunları eyleme dönüştüren duygumuz akıl, çabamız akletme gayretidir. Bütün duyguların yönlendirilmesi ve değer olarak görülmesi ancak aklımızı eyleme dökmekle mümkün olabilmektedir.
Yine sevme duygusuyla devam edelim. Ölümü sevmek mümkün mü? Diye sorarsak ilk cevap ‘’hayır’’ olacaktır. Çünkü menfi bir anlam içeriyor. İnanılmaz acılar çeken, umutsuz bir hastalığın pençesinde sürekli kıvranan bir insan düşünelim; ölümü dilerken ne kadar samimi ve haklılık payı vardır değil mi? Sağlıklı insan için olumsuzlanan ölüm olgusu, birileri için nimet bile olabiliyor. Sevginin bilinçle idrak edilip, şuuruna varıldığı zaman anlamını bulduğuna inanıyorum. İçgüdüsel olarak yaşama yansıtıldığında bizleri dumura uğratacak niteliklere sahip. His ve duygularımıza yön veren kuvvet olarak akılı kabul edersek, sevgi duyusunu yönettiğinde de, sevme ve sevilme anlam kazanmış oluyor.
Sonuç olarak; her şeyi, herkesi, evrende olan ne varsa sevme fikri ve sevgiye böyle bir misyon yüklemek, hümanizm olarak anılmayı gerektirebilir veya bu isimle anılmasında bir sakınca olmayabilir. Önemli olanın insanın özü olarak nitelendirebileceğimiz değerlere uyup-uymadığını sorgulamaktır.
Selam ve saygılarımla..

Ahmet Salı
Kayıt Tarihi : 23.6.2008 15:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Naime Özeren
    Naime Özeren

    İnsanlara verdiğim değer ve beslediğim sevgi ne dış görününşleriyle, ne makam veya mevkileriyle ne de tahsilleriyle doğru orantlı değildir.Hani o yürekten gözlere gelip te karşıdakine yansıyan ışık vardır ya, işte odur beni etkileyen. Bir de kişinin eylemleri. Sadece sözde kalmamalı.Yaptıklarına bakarım kişinin...Güzel bir çalışmaydı sizinki. Benim yazdıklarım ise bilimsel değil. Sadece özden gelenler. Kutlarım tam puanla Ahmet Bey.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Ahmet Salı