Rıhtımlar yalnız gamlı hüzünlü hasretlere sitemkâr
Bekleyenlerin adımlarında saklıdır gizemi özlemi her bir satırda
Beklentilere ekilmiş ayrılık zehri büyümüyor özlemle sulanmadıkça
Sevgililer gününde gamlı, yaslı, puslu, tozlu yine yalnızım
Ayazda kalmış sanki içimdeki duygular
Rıhtımların savurgan dalgalarına ulaşamamaktan korkular
Serinliğini belki sevgisizliğe sunar bahar mı kar mı ayazlı yollar
Yine yalnız sevgililer gününü kutluyorum partnerim gölgeler mezem ayrılık
Cümleler dökülsün ister kalemim yazılsın ayrılığa yoksunluk sitemi
Her gece köşe başında gördüğüm gölgendi
Ya yasaklı ya tutsaklı hep mahkûm kalıpta sanki beklenilenler
Ben sevgililer gününde yine yalnızım gölgeler arkadaşım hep yasaklanmıştır
Beklentilerin sonuna nokta koymaktan aciz kalemim korkak bir o kadar ürkmek
Ellerimde yalnızlığın boş sayfası yüreğimin akışlarını gözlemekte
Damlalarında karalanıp kirlenmeyi bekler gündüz gece
Kutluyorum içimde sessizce sevgililer gününde sevgilisizliğimi
Parçalıyorum karanlığın aydınlığını örten perdelerini
Görmekten korkuyor gözlerim belki de kör olmak ürküntüsü yatıyor bakılan her noktaya
Seviyorum deyişleri özlüyor dilim sanki bedenimde gereksiz gibi söylenmedikçe
Yine sevgisizliği kutluyorum sevgililerin gününde yine özlemleri yazıyorum pankartlarla seyirlerde…
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek