/Dün gece polisler çaldı kapımı
Komşum olacak kadın ispiyon etmiş olmalı/
Nihavent ile içerken rakımı
Bir şeyler çeldi aklımı
Neşe ile fırladım rakı masasından
Neler neler gelmişti aklıma bir bilsen!
Nihayet 'Sevginin Şiirini' yazacaktım.
Sana Sevgiyi anlatacaktım.
Abidin Abi! diye bağırdım,
Abidin Abi,
Nazım Ustaya ithaf edelim bunu!
Aranmaya başladım odanın içersinde
panik halinde
Sağa sola koşuşturdum durdum
Şakaklarım sıkıştı,
ter boşaldı vucudumdan
Buldum birden aradığım kağıt ile kalemi
Açtım kalemin ucunu,
oturttum kağıdın üzerine
Haydi dedim.
.......haydi!
..............haydi!
Yazmaz oldu ilk satırdan sonrasını
Bir daha denedim
bir daha...
sonra
bir daha...
....
/1961 yaz ortalarında ben daha doğmamıştım oysa,
İnsanlık dramı yaşanıyordu Küba'da. Nazım sesleniyordu;
'sen mutluluğun resmini yapabilirmisin (Abidin) Usta'/
....
Olmadı,
yazamadım Abidin abi!
Utandım...
Kızdım...
Gücendim...
Çektim silahımı
doğrulttum üzerlerine
İkisinide vurdum
alnının ortasından
Kanlar içinde yıkıldılar oraya
Dilimde zincir,
bileklerimde kelepçe
Sessizliğe gömdüler beni dün gece!
Not: Nazım Hikmet, büyük şair; 1961 yazı ortalarında, Küba'da yoğunlaşan evrensel insanlık dramını yüreğinde yaşarken, ressam dostu Abidin Dino 'nun şahsında tüm insanlığı mutluluğun resmini yapmaya davet ediyor.
'sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
işin kolayına kaçmadan ama
gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil
ne de ak örtüde elmaların
ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini
sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
1961 yazı ortalarında Küba'nın resmini yapabilir misin
'çok şükür çok şükür bugünü de gördüm
ölsem de gam yemem gayrının'
resmini yapabilir misin üstat'
Kayıt Tarihi : 30.3.2001 14:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)