Sevginin Girdaplarında Dolanırken...

Mustafa Yılmaz 4
765

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Sevginin Girdaplarında Dolanırken...

Sen yazılmamış cümlelerle, akla gelmemiş sevgi sözcükleri savurtuyorsun yüreğimden, boş verilememiş sevda yankılarını, hapsolduğu yürekten, sen küllenmiş sevda haykırışlarını
savurtuyorsun ansızın, o huzur sesinle, ah bir kez seni seviyorum diyebilsem, o kurşun işlemez kulak diplerine...

Boş verilemeyecek sevdaların obruk çukurlarından haykırmak istiyorum sana, derinden gelen tok seslerle, seni sevmekle geçsin diyorum, durdurmasını bilemediğim zaman...

Sar sarmala, sevemeze sargılanmış yara diplerimden akanları sevme örtüsü ile örterek...
Bir kez dene belki de son bir kez bana inanarak, kaldır yürek bukağılarımla prangalı, seni sevdim diyememe sansürümü, bir kez fısıldayayım kulak diplerine seni sevdim,
deme sesimi, son kez olmamak için...
Mevzilenilmiş hedeften sök al, çek al beni, ürkmez sevdaların içine ansızın sal beni, umutların ardındaki avuçlarınla tut beni, yokluklardaki umutlarını sal nişan alınmış zamanlara bir savur ki, sadece sana tutunayım...

Sevmelerime göz yum, fütursuzca oyalan yüreğimde, sahiplen sevgimi, sahiplen bakışlarımı,
bir sen, bir ben teklik savaşımızda, birlik tutunuşumuzla...
Sevginin girdaplarında dolanırken, yüreğinin deltasında kaybolmaktı amacım... Ve de iç huzurum...

Kaç yeşil baharın özlemiydi bu, el ele dolanma isteğim...
Sevmek istiyorum taş sularından arınarak...
Resminle oyalanıyorum, cam üstüne çiziyorum seni, biraz puslu, biraz renkli, alaca bir görüntün saplanıyor yüreğime, asırlar sonrası gibi, yeniden sevmek istiyorum senli hayatı, seninle...
Bakışlarının ardındaki hislerini mıhlıyorum yüreğime, sesini gömüyorum sonsuzluk tınılarına...
Sevmenin yeşil baharında yaşıyorum, ellerim ceplerimde, sek sek dolanıyorum, patlamış topun ardından...
Seni sevmek bahar budalası ediyor beni, ses ver yüreğime...

El yanlarında, ellerin diyarında, aklım sende, yüreğim darmadağın, hüzün yıkık bir köprü kurmuş, ha düştüm, ha düşeceğim, hayatımın son köprüsü bu, diğerleri gibi o da benim gibi çökük, yıkık, tükeniş yüklere ve sonsuzluğa bir nebze umut yok...

Ayaklarıma karaçalı dikenleri batıyor, yürek sızıları vurgunlara dönüşmüş, umut ardına düşler sığınmış, bir avuç yürek bu, eski resimlerdeki kan sızıyor, oluklaşıyor hüzünler, tortu kaplamış cidarlarına, tekleyen beden uzuvları ile yüreğimi bana geri ver, boş kalması, durmasından evladır...
Çatallaşıyor yollar, girdaplarda dolanıyor yaşam, sevmenin paslı kurşunları ağır geliyor yüreğime, inadına gülmelerime, inadına gülmelerine çıldırıyorum, inadına pervasızlığına deliriyorum, ama sana dön gel diyecek kalemi kırayım diyorum...

Siliyorum seni yazılmış nerede ne varsan, resimlerini avuçlarımda, zihnimde rüzgara savuruyorum feryatlarımla sevgiye dahil son sözcüklerini, kumlara saplanıyor mektupların...
Üstlerine basıp gömmek istiyorum, bataklara, is ve batak kokuyor avuçlarım, kendime acıyorum, bu kadar güçsüzlüğümle.

Yok sayıyorum ne kadar güzel günler geçmişse de utanıyorum kendimden, O günlere güzel dediğim için, utanıyorum varlığımdan, seni yok sayabildiğim için...
Ama artık bir umut bile değilsin bana...

Kusurlarımla sev beni sevdiğim, vaat ettiğin zamanları kusurlarımı görmeze gelerek sev beni sevdiceğim, vaat edilmiş zamanlar belki gülmelerimi geri verir bana...
Biliyor musun seni düşününce de gene de ben üzülüyorum...
Pervasız saplantılarındır...
Pervasız kurnazlıklarındır...
Pervasız sevmelerindir...
Beni en çok kahreden bir de riyaların, yalanların eklenince üstüme, yakasım geliyor bu düşünceleri...
Ama kahretsin sevmişim bir kere, işte gömülüyoruz sulara, bu köprü de çöktü, ben gibi, sen gibi, düşüncelerimin ardından sıyırdığım sen gibi...
Kahretsin dilim lal, ellerim titriyor, seni sevdiğim günleri yine de hatırlayınca...
Sensizliğe uzanan hüzün köprüsü bu...

Her labirent karmaşası dolaşımımda, başım döndükçe, kayboluşlarımda sen kapısı açılıyor önümde sana doğru...
Sevgiye adım attığımızda, ölmek için değil de, yaşayıp, yaşatmak için var olduk, sevgi kulvarlarında...
Hayatımızı adadık sevdiğimiz dediğimize de hiç pişmanlık duymadık yaşamak için, var olmak istedik o heyecanların, o duruşun içinde, asilce...
Değer verdiklerimizle, değer aldıklarımızda duyduk var olmanın heyecanlarını...
Sevdik dedik, sevdiğimizle severek yaşayabilmek için... Uzak düşler değildi bunlar, ama biz uzayıp gittik o sevginin heyecanlarında...
Riyadan, yalandan uzaktı bu istekler, çalınan bir müziğin eşliğinde bedenlerimizi titretip, esir olduk sevdim seni cümlesine...
Hak edilenlerden almak istedik sevilmeyi, sevmeyi de sevginin soylu gizeminde kaybolmadan dimdik kaldık...

Oysa ben seni çok özlüyorum senin koşa koşa kollarını boynuma sarmanı bekliyorum bu özlemlerimi yüreğime yapıştırmandır ki beni savruklaştırman...
Kırılgan ışık demetlerini biliyorum ama yansıtma çaresi de vardır diye düşündüm...
Belki de beklemeye zaman yolu açılması gerek, beklemek de sonsuz acılar verse de, sadece seni çok özledim demek de kifayetsiz bir cümle, ben sende hata yapmamaya uğraşırken koskoca dağların ardına düşmeye çalışıyorum, (m) harfinden güç alarak...
Gözlerim hep sana yorgun kalsa da (m) harfinin sahiplenme yetisine sığınıyorum...
Ben sana gölge olmak istiyorum bu sahiplenme isteğimin ardında kalanlarla...
Sözün bittiği yer neresiyse, orada sende, senle, kalmak istiyorum...

Söz bitti artık bekleme zamanı, uzun olsa da, bekleme zamanım artık bekleme halindeyim...

Zamanı kolluyoruz, kelebekleri kolluyoruz, ama bakıyoruz ki hep kelebeklerin kanadı kırılmış...
Belki ruhumuz yaralandı, belki umutlarımız kan revanla dağıldı, ama vazgeçmedik sevdim seni ben, cümlesinden...
Onur duyduk hep sevdiğimizle, var kaldık hep sevdiğimizle, sevgide...
Eşsiz kışlar yaşadık, beklenmeyen anlarda güldük belki de ama hep gülmelerde, güldürmelerde, ter dökerek var kaldık...
Sevginin riyadan korktuğunu bilerek, korkmadan, ben seni sevdim, gözbebeğim, dedik pişman olmadan, olamadan sevgiden...

Mustafa Yılmaz 4
Kayıt Tarihi : 21.5.2011 16:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Yılmaz 4