Sevgimtırak Şiiri - Gürkan Akan

prense dönüşüceği iddia edilen kurbağanın
boynuna vurulan neşter sonucu ölmesi ile
o pembemsi hayalleri parçalanmıştı, belkide
evlenme vaadiyle yeni yetme toy bir oğlanın
elinin yerine geçmişti
kırmızımtırak akan gözyaşları ile
hayal ettiği gibi bir meryem olamayacağını anlamıştı...

ah sofya nasılda incecikti bileklerin
teninin renginden bile bahsetmiyorum
ele avuca sığmaz bir bedenin vardı
ki ruhunu merak edeni hiç duymadım...

kim bilir kaç siyahımtırak gecenin sonunda, uyandığında
gece ki beyaz atlı prens bir anda
kurbağa olup kaçmıştı yatağından
gözlerinden anlaşılırdı
yastığındaki çukurları yaşlarınla doldururdun
mavimtırak günlerde yeşilimtırak gözlerinle
deniz kenarında martıları izlerdin...

ah sofya nasılda incecikti bileklerin
gerdanının güzelliğinden bile bahsetmiyorum
gözbebeklerimi bile sulandıran bir bedenin vardı
ki ruhunu merak edeni hiç duymadım...

hep inandığı masallardan biriydi rapunzel
belkide onun içindi saçlarını kestirmeyişi
adını dahi duymadığım uzak diyarlara gitmek isterdi
nasıl bu kadar çok ağlıyorsun diye sorduğumda
her gece göz pınarlarını denizlerle doldurduğunu söylerdi
belki de haklıydı saçlarını kesmekle
kimbilir kaç bedene değmişti hayallerin...

ah sofya nasılda incecikti bileklerin
sana olan sevgimtırak hislerimden bile bahsetmiyorum
yüreğime sığmayan bakışların vardı
ki ruhunu merak edeni hiç duymadım...