Sevgiliye Mektuplar V A R M ı S I N?

Olgun Ekinci
271

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Sevgiliye Mektuplar V A R M ı S I N?

……… Sırları, asla bilinmeze gömülü kar düşmeyen ama ulaşılamayan dikten öte yalçın kayalara sırtını vermiş, güneş görmeyen aydınlıkta, kendi mum ışığıyla ışıttığı yapraksız dünyalarından yosunlar doğuran, yeşerten, dünyaya yosun yosun bakan iklimlerin bilinmezliğinden sesleniyorum, beni duyuyor musun? Var mısın?

……… En ulaşılmazda ulaşılan, zorlukları kolaya çeviren, yoku var eden, bittisinde dosta düşmana inat kendi benliğinde doğan ve bitmeyen, bitmeyecek olan, umutsuz gecelerinde umut denilen olguyu dolduran... Yürekleri çoğaltan, her yürek yangınında yeniden kendi küllerinden doğan yangını, tüm yangınlara çevirmeye hazır ormansız ama dikenli yürekleri yakmaya ve yeniden doğmamalarına etken olmaya Var mısın?

…….. Vadilerin ulaşılmaz kayalıklarında, asla göremediği güneşe, dokunamadığı suya inat yaşama tutunan vahşi bir zambağın yalnızlığına eşdeğer yaşanan gündelik çatışmaların çıkar ilişkilerinden sıyrılıp yine.. Yine ve yeni unutulmaz anılar oluşturmaya, oluşturulan dünyevi güzellikleri çoğaltmaya Var mısın?

……… Tayfası, kaptanı, miçosu, mültecisi biz, kaçak tekneyle rotasız, dümensiz, heyamolalarla yeni koy, koyak, aşk kıyıları keşfetmeye, keşfedilen sığınak, mabet, tapınakları sadece ikimizin sırlarına yeni sayfalarla yazısız, sözsüz, imgelerle eklemeye Var mısın? . Eklenen her harfin bir tanesiyle tapınakların derinliğinde tapınacağım, ölümsüz tanrıçam olmaya veiçmesem öleceğim o bir bardak ölümsüzlük suyunu benimle paylaşmaya Var mısın?

……… Adı, sanı, ovası, dağı, ırmağı, haritada paftası dahi olmayan, varlığını bizimde bilmediğimiz anayasası aşk, demokrasisi iki yürek, prensi ben, prensesi sen olan, saraysız, hizmetkarsız, vatandaşsız, ikimizden başkasının yaşamadığı, giremediği, ülke, ülkeler keşfetmeye, günlüğünü tutmadığımız anılar defterine, kalemsiz, kokularımızla yazmaya Var mısın?

……… Pasaportsuz, sınırları çiçek bahçelerine dönüştürülmüş, aşkla sulanan, sevgiyle beslenen, evlerin, binaların olmadığı kentlere girmeye, her girilen kenti, ziyaretimizden yüzyıllar sonra antik kent aşk kalıntılarını ziyarete gelen insanların görselliğine çevirmeye, burada okudukları kitabede asırlar önce yaşanan bu aşkın efsane olduğunu söylediklerinde orada yerleşen ruhlarımızın gülümsemesine… Efsanenin biz olduğu… Bizim yarattığımız sırlı ve ölümsüz aşkın bir daha yaşanmayacağına…Hüzünlü gözlerle gülümsemeye…Gülümsemeler
bırakmaya… Var mısın? ... Varım… Var mısın? ...

15.08.2007 - Adana

Olgun Ekinci
Kayıt Tarihi : 29.8.2007 15:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Olgun Ekinci