Sevgiliye Mektuplar SENİ SEVMEME İZİN V ...

Olgun Ekinci
271

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

……… Seninle bir kez sevişsem ömür boyu beni bırakamazsın, öyle şehvet, öyle arzu dolu ve doyumsuzum ki sanki yıllardır kendimi sana sakladım diyordu gözlerime bakarken ama bana yalan gelen ifadelerle… Şehvet; arzu dolu sevgiliyle doyumsuz saatlerin gecenin gündüze, dondurucu kışın Ağustos sıcağına çevrildiği anlardı oysa ve susmak düştü payıma…

……… Egenin kışkırtıcı, tahrik eden havasının mevsimiydi şimdi, etkiler insanoğlunu inanırım ama sağılacak koyun, damızlık bir dana yani etinden, sütünden, derisinden faydalanılan nesne değildim şimdiye kadar olmadığım gibi… Bir kez gidip sonra sokağından bile geçmediğim, günlerce kustuğum o iğrenç ve kötü genelev deneyimim gelince aklıma her şey içice geçti, karıştı, ben dışarıda kaldım, üşüdüm, yandım, kör-sağır oldum, geçici felçler yokladı beynimi… Son bir kadeh rakı beynimdeki her şeyi sıfırlar dedim ama sen hariç sevgili…

……… Ve saatler sabahın beşine yaklaşırken ‘uyu artık birkaç saat sonra imza günün var ‘ demesem kurban bayramında kesileceğini anlayınca donuk gözleriyle yaşlarını içine akıtan o zavallı o masum koyunlar gibi anlamsız, boş, donuk bakmaya devam edecekti… Duymuş muydu derken kitaplarını toparlamaya başladı, başını ‘haklısın’ anlamında sallayarak… Korkuyorum, yanımda yat ama sarılma dedi şehvetini, arzusunu, doyumsuzluğunu unutup… Soyma beni, dokunma, yanımda olman güven veriyor, her şeyden herkesten korkuyorum, cesaretim ol diyordu uykuya dalarken…

……… Tuhaf ‘sen diğer erkeklere benzemiyorsun’ dedi sızarken… Diğer erkekler? ... Ben? ... Yoksa yarı ölü bedeniyle sevişeceğimi mi zannetti? ... Kahretsin, ne bileyim şehvet dolu kadının sızarken beyninden geçenleri… O zaman ben diğerleri gibi değil öteki erkek olarak korunaklı bir gece sunmalıyım… Diğer erkekler… Ben… Oysa adını aşk, saçlarını, kokusunu bahar, gözlerini annem bildiğim o ölümsüz sevdam ve tanrıçama rastlamadan önce ne farkım vardı sanki diğer ve öbür erkeklerden? ... Tanrıçalığını ilan etmeme ramak kala ardımdan sürüklediğim pisliklerden ne derece arınabilmiştim? Ve hala diğer erkek iken aylarca tapındığım kadını ağlatırken neredeydim, kime benziyordum, hangi erkektim? ‘’İçime gir ama sigaranı söndürme’’ adlı yazısı geldi aklıma Cezmi’nin kahramanlar farklı sosyal karakterdeydiler ama biri erkek biri dişi olarak örtüşen bir oyunun içinde hissettim kendimi… Lanet ederim bazen sosyal yarama basıldığında erkek oluşuma, sabahın altısında ılık duş paklardı beni, bilemem sonrasında nasıl bir erkek olurum?

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta