Sevgiliye Mektuplar DÜŞLERİMDE DÜŞÜRME ...

Olgun Ekinci
271

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Sevgiliye Mektuplar DÜŞLERİMDE DÜŞÜRME BENİ

......... Sinsi ve hain geceden gün gibi içime düşen ve yayılan düşsel kırıntıların esintisinden kahroluyor ve yol arıyor, ışık bakıyorum ufacıkta olsa seni görmek, düşleri temizlemek için. Öyle kırılgan ve öyle sinsi ki, düş denilen olgu, silip atmak istiyorum...

......... Evin içinde geceden yankılanan düş seslerim adeta duvarlardan bana bakıyor, ben ise uyku ve gecenin mahmurluğuna sersemleşmemi ekliyor, balkondan savurmak istiyorum sabahın köründe taşıt bekleyen insanlara korna çalarak ilerleyen dolmuş şoförüne ve çıkardığı onca gürültüye... Sus be adam...

......... Vedalara uzanan yansımaları silmek, sifonla şehrin kirli sularına gömmek için yüzümü yıkıyor, yıkıyor ve aynada akseden yüzümün kirli sakallarına da yansıyan kır renklerin çoğalmasını izliyorum, kendimden yanak alarak... Esrik gecelerimin sabahında tanımaz ifadeyle süzdüğüm yüzüm, yarı yabancı yarı tanıdık geliyor sevgili... Neden düşlerime geldiğinde öyle hoyrat, öyle acımasız ve zalimsin? Sanki uzaklardan bir yerden Ferdi Tayfur’un yıllar önce söylediği o arabesk şarkı çalıyor: Tanrım nasıl sevdim böyle zalimi.

......... Tut ki zalimsin, şose boylarında düdüğü bozuk eski bir şimendiferin altında kalarak ölmektense, iğneli sözlerinin üzerinde Hint fakiri gibi oturmak daha güzel sevgili ama bil ki platonik değil o dikenler... Hint okyanusunun gizemli mavi derinliklerindeki yosunlar bile sen kadar zalim değil sevgili, dokununca öyle sarmalıyor, öyle okşuyor ki uzak ülkede piyano çalan ellerin sahibinin ben olduğu hissini veriyor...

......... Arka arkaya yumruklardan abandone oluyorum, ipleri olmayan uçsuz bucaksız ringin orta yerinde ve vurdukça vuruyor, kanadıkça yaralarıma saldırıyorsun, kan içmeye susamış vampir-boksör karışımı bir edayla... Oysa bakışın, gülüşün, yürüyüşünün edalarını seviyorum, vuruşlarının edası, senin olsun sana kalsın sevgili... Hintli değilim ama öyle yoksul, öyle fakirim ki düş sonrası anastezik ağrıları çoğaltan hekimliğinin hüneriyle...

......... Pusulası bozuk tekne olup on iki mil dışına savruluyor, bayraksız ve vatansız mülteci var sayılarak dünyanın denize kıyısı olan tüm ülkelerinden iltica önerisi alıyor ama hepsini reddediyorum sevgili, biliyorum ki sevgisi güzellik olmayan ülkelerde sen gibi güzel seven, sen gibi düşlerinde dövse bile sevgisini göstermeyen halklar, halk değildir... Halk; gözleri sen gibi hüzünlerinde bile güzel bakan, umuda tohumlar eken, düşlerinde yıldız çoğaltan olmalıdır ve değilse ben sana mülteci, ben sana sığınmacıyım sevgili... Örselesen de düşlerimde, düşsem de yaban ellere hep sana sığınır, düşlerine saklanırım...

Mart - 2008 - Adana

Olgun Ekinci
Kayıt Tarihi : 25.4.2008 14:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Olgun Ekinci