(Her insan doğarken suçludur biraz... Ve / fakat her fahişe masum bir kelebektir doğarken)
___ Soğuktu ve tanrılar çıldırmış olmalıydı… Karanlıktı ve ürkütücü sesler bombardımanıyla sarsılıyordu sanki şehir… Şimşekler; Devriminin yıldönümünü kutlayan bir ülkenin gün ve geceler boyu patlatılan havai fişeklerine meydan okurcasına ardı sıra patlıyor ve kim bilir hangi yoksul semtlerin evlerini başına yıkıyordu…
___ Evrim geçirdiği varsayılan veveya zannedilen kentin caddeleri; ıssız denizlerde fırtınada hoyratça savrulan kayıkların mülteci limanlar arayışına benziyordu üzerinde seyreden özel ve genel arabaların yol zeminini nafile arayış çabalarında…
___ Ve silecekler, göğüsleyemediği yağmurların isyanında metafizik öfkeler savuruyorken Fuzuli caddesinin bitim noktasına yakın G…… iş merkezinin önündeki son otobüs durağında titriyordu kadın, şimşeklerin her çakışında ışıltılı, yarı çıplak ve dekolte giysileri yanıp yanıp sönüyordu adeta yıldırımlar eşliğinde…
___ Tahrip gücü yüksek sesler arasında yaklaşırken durağa ve açarken camı, ceplerimi aralamış ve duyacağım sunturlu küfürleri kredi kartsız, peşinen kabullenerek içine atacağımı varsaymıştım… Kolej çocuklarının aksine aykırı davranır ve yaşarken bilirdim kimden, ne zaman, en güzel ve en çirkin küfürler duyacağımı ve kulağımın frekanslarını ona göre ayarlardım… Günlerdir ve haftalardır aynı durakta gördüğüm ve kimlerin alkol kokan nefeslerine nasıl ve nerede, aşağılık, iğrenç isteklerine boyun eğdiğini düşünüp, cinsiyetime öfkeler yağdırırken gözyaşlarım yağmura, yağmur tenime karışıyordu… Biliyordum; bu duraktan sonraki güzergahlar evime giden cadde ve sokaklardan geçiyordu ve o oralarda bir yerde oturuyor olmalıydı, puşt bir erkek beklemenin acı ama gerçek versiyonunu yaşıyordu, hayatı ona, bize, puştluğumuza endeksleydi ve yeterdi artık yeterdi lanet olsun beeee… Gel bacım Baraj yolu istikametine gidiyorum, bırakayım dediğimde hazırlıksız değildim bekliyordum gelecek seçenekleri… Her gece iş çıkışı aynı yerde gözlerimiz kesişirken, ben acı ile karışık bakıyor o ise içinden Ne var lan dümbük, bakıyorsun da hiç karı görmedin mi? söyleminde türevler üretiyordu biliyordum, aşina idi gözler gecede…
___ Adressiz mektuplar yolladığım ve doğmadan birbirimizi sevdiğimiz sevdam düşerken yine ve yeniden yüreğime o bana benzeyen tok ve güçlü sesle irkildim Ben Orospuyum Kardeş, çalışıyorum, var sen git evine, işine, arkadaşlarına, nasılsa bir dümbük gelir birazdan, beni alır götürür ve becerir sabaha kadar, hem sen diğerlerine benzemiyorsun … Benzemiyor muyum? Ya da benziyor muyum? Ben neyim? Erkeğim ben erkek heyy… Puştluğu, belden aşağı düşünceleri ve eylemi beyninin kıvrımlarında, hücrelerinde kök salmış ama köklerini gizleyen erkek sınıfından bir erkeğim hemde… Nereden biliyorsun eyyy kadın benim de diğerlerine benzemediğimi… Yoksul semtlerde büyüdüm diye sen etinin bedelini ödeyecek param yok zannediyorsan, seni bir aylığına kiralarım kadın! ... Kiralarım…Kahretsin…Erkeğim.. Eyvallah… Hoşça kal…
___ Paradokslarımdı küçüklüğümden bugüne çevreme aykırı görünme kaynağım ve bu kaynaktan beslenip, içimde büyütürken arkasındaydım farklılaşmamın… İkinci kadeh rakıyı isterken, Arnavut ciğerinin kokusuyla irkilip yeniden yüzleşmeye sorgulayışlara başlıyordum dünü, bugünü, yarını ve ataerkil bir toplumda kadına verdiğimiz değerlerin yüzdesi şimşek gibi yüzüme çarpıyor, yağmur dursa da eve gitsem uyuyamasam diye erkekçe düşünüyordum yuvarlarken kadehleri… Geceydi ve soğuktu… Ve o kadın her gece oradaydı… Adı bendeydi… Ve bir adam kalkmış, her gece aynı yerde aynı saatte karşılaştığı kadına dair bu yazıyı birde utanmadan kaleme alıyordu! …
(O orada her gece üşürken… Ben sensiz gecelerimde, gözlerinin anne kokusuyla avunuyorum)
14.11.2006 - Adana
Olgun EkinciKayıt Tarihi : 17.11.2006 14:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşanan Bir Hayat Kesiti...
kutluyorum
çok anlamlın buldum
Sorgulamalariniz icin tesekkür eder saygilarimi iletirim.
sevgiler....
TÜM YORUMLAR (4)