Sevgiliye Mektuplar BAHAR KOKULU KADIN

Olgun Ekinci
271

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Sevgiliye Mektuplar BAHAR KOKULU KADIN

......... Savruk rüzgârların saçlarını köklerinden savurduğu, aslan yeleli görüntüler çizdiğin ilkbaharda doğadan yayılan koku değildi genzimi yakan sevgili, tenime, hücrelerime nakış gibi işleyen bahar kokulu bir kadının tensel ve anne sevisiydi iliklerime işleyen...

......... Elmaların çiçek açmaya durup, kirazların beyaz gelincik giyindiği mevsimin vitaminini almış tarlaların güneşe döndüğü yüzüydü yüzün, öyle aydınlık, öyle ışıldayan, öyle dingin ve sevdası yüreğinde saklı nazlı köylü güzelleri gibi... Nazın, çiçeğe duran elmanın yeşili, az sonra kırmızıya göverecek kirazın şeker tadıydı, ben bilirdim tatlıydı, sence acımsı olan...

......... Vişne tadında hüzünler biriktirir, şeker karıştırmazdım her nesnenin tat farklılığında hissedilenlerin ayrı lezzetinin ayrımına varmak için ve her ayrımda farklı kokular sindirmek varken bahar kokuları giyinmiş kadının kutsal kokusu gelir, yerleşirdi içime... Bahar demek sen, sen demek bahardı, bahar kokardı saçların, savrukluğu yüreğimde saz tellerimi titretir, bilinmeyen türküler söyletirdi elma-kiraz besteli...

......... Tutsak düşerdim kokularının kardeş türküsüne ve gece olmasın, rüzgârlar savurmasın diye rüzgâr kıran setler yapardım yüreğimin kırılgan köşelerinden, sen bilmezdin, ben kaleyi içerden, dışarıdan, esecek her yere karşı savunmasız savunurdum yürek yangınımla... O yürek yangını ki hiç sönmez, her rüzgâra karşı Çanakkale Geçilmez yapardı, geçilmezdi ve asla geçilmeyecekti, sana siper sana kavuşmak, sana siper seni sevmek, yeniden sevmekti...

......... Ayçiçekleri hangi saatlerde döner yüzünü güneşe? aklımda kalan ise hep yüzümün dönük olduğudur güneşin batmasına yakın saatlerde ki ufka... O ufukta birazdan gece valsı yapacak yıldızların aya olan şavkıdır yansıyan gözlerime ve gözlerim ay ışığında kimsesiz yoksul sokaklarda dolaşır, dev bir perdede çocukluğumun geçtiği mahalle gelir gözlerimin önüne... Birkaç sokak öteden bastığı yeri titreterek gelen Mualla ablanın ayak sesleridir duyulan ama henüz görünmeden kokusu tüm mahalleyi sarar ve eskiden tüm kadınlar öyle kokularla salınırlardı ki tüm mahalle yayılan her kokudan hangi kadının gelmekte olduğunu bilirdi... Küçüktüm ama güzel kokan kadınların bıçkın kızları ki ablalarımdı onlar, hepsi mankendi adeta, çimdiklerdi hepsi beni, ben utanır, onlar gülerdi yosmaca...

......... Prag’da bir sonbahar günü sokakta keman çalan küçük kız düştü usuma on yıl önceden ve her tınının ardından saçlarını arkaya savurmasında kokusu yayılırdı sanki çalgı sesli sokağa ve şimdi örtüşüyor o kızın masumluğundan yayılan koku ve sana karışıyor adeta... O küçük ve masumluğu gözlerinin hüznüne yansıyan kemancı kız sen oluyor, hünerli ellerinden coğrafyama yayılan ıtır oluyor, çiçek açıyor ve işgal ediyorsun sana dair boş bıraktığım her bir hücremi... İşgalin, ayak seslerinden genzime, tüm bedenime yayılan bahar kokularına karışıyor, Bahar Giysileri Giyinmiş Bahar Kokulu Kadın oluyorsun... Sen kokuyorsun sevgili...

– Adana

Olgun Ekinci
Kayıt Tarihi : 16.7.2008 09:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Betül Koçum
    Betül Koçum

    SEVGİLİYİ ÖVMEK BÖYLESİ GÜZEL ANLATMAK BU OLSA GEREK TEBRİKLER

    SAYGILARIMLA

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Olgun Ekinci