Bu gece, bu gece kendimi kaybettim yalnızlıklar koyunda...
Kafese kapatılmış bir aslan gibi, çaresizliği öğreniyordum,
Öğrenilmiş çaresizlik gibi...
Duvarlar üzerime üzerime geliyor,
Odamın tavanından sarkan bir halat,
Boynuma geçmeye çalışıyordu sanki...
Çıkmalıyım, dışarıya çıkmalıyım diyen bir ses
Yankılanıp duruyordu beynimin tüm hücrelerinde...
Nefes alamıyor, boğulduğumu hissediyordum...
Herşeyi bıraktım ve giyinmeye başladım...
Sanki bir şeylerden kaçıyordum,
Kaçıyordum bir şeylerden...
Koşar adımlarla çıktım dışarıya,
Sokaktan sahile doğru inmeye başladım...
Dışarıda nefis bir bahar havası, rüzgar ılık ılık,
Yüreğimi ısıtmak istercesine yüzümü ve saçlarımı okşuyor...
Birden, hakim olamadığım göz yaşlarım
Yanaklarımdan süzülmeye başladı...
Yürüyorum...
Yürüyorum kimseye aldırmadan,
Sahile yürüyorum...
Beş dakika sonra sahildeydim...
İyot kokusu yakıyor genzimi...
Denizin kokusunu çektim içime,
İçimi denizle doldurmak istercesine...
Derin, kanmazcasına...
Sahilde bir kadın yürüyor,
Yalnızlığına bürünmüşcesine...
Nereye yürüdüğümü bilmeden yürüdüm saatlerce...
Bazen durup geri yürüdüm, geldiğim yöne...
Karşı kıyının ışıklarını izledim bir ara durup...
Hangi evlerde, ne yalnızlıklar yaşanıyordu acaba...
Sahilde bir kadın...
Bürünmüş yalnızlığına, yalnızları düşünüyor,
Çare bulmak için çaresizliğine...
Dalgalar sahile vuruyor sakin sakin,
Kıyıyı özlemişcesine...
Martı sesleri duyulmuyor,
Hafif bir tebessümle, martılar da uyumuş diyorum...
Onlar da çekilmiş evlerine, yuvalarına...
Yine yaşlar hücum ediyor gözlerime,
Yine yanaklarımdan aşağı süzülüyor,
Kirpiklerimin tüm engelemesine meydan okurcasına...
Bir an durup iskeleden kalkan bir vapuru izliyorum
Ve hayaller kuruyorum...
Şimdi şu vapur bir yolcu gemisi olsaydı ve
Ben de yolcusu olsaydım...
Açılsaydık engin maviliklere birlikte...
Güverteden gecenin sessizliğinde
Dalgaların şarkısıyla dansetseydik birlikte...
Başımı yaslasaydım omuzuna ve
Hiç tükenmemecesine içime çekseydim kokunu,
Soluğum kesilircesine...
Sabahı karşılasaydık birlikte, okyanusun ortasında...
Bu gece, bu gece ben ve yalnızlığım vardık birlikte...
Oysa daha bir kaç dakika önce sen aramıştın beni,
Tam sokağa çıkacakken...
Sesini duymak,
O nasıl bir ilaçtır ki,
Ruhumdaki yaraları iyileştirmek yerine,
Daha da derinleştiriyor...
Seni özlediğimi hissediyorum birden,
Seni...
Tekrar yürümeye başlıyorum sahil boyunca...
Bir bankta birbirine sarılmış iki sevgili,
Tebessüm ediyorum...
Erkek sarıldığı sevgilisine yanık bir sesle şarkı söylüyor...
Adımlarımı ağırlaştırarak dinliyorum...
Yine yaşlar boşalıyor gözlerimden...
Sahilde bir kadın, dalgalarla söyleşen...
Öğrenilmiş yalnızlık ve öğrenilmiş kimsesizlik...
Geçmiş ve gelecek yoktur hayatın içinde...
Bugün yaşanır hayat, diyorum kendi kendime
Ve daha sıkı sarılarak içimin yalnızlığına
Yürüyorum hızlı adımlarla...
Sahilde bir kadın ve dalgalar...
Martılar bile gitmiş, seninle...
Eylül GÖKDEMİR
Eylül GökdemirKayıt Tarihi : 18.2.2007 13:25:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Eylül Gökdemir](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/02/18/sevgiliye-mektuplar-1-yalnizlar-koyu.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)