Kaç zamandır seni düşlüyorum maviye kanatlanmış bir gecede. Seni böyle pervasızca seveceğim aklıma gelmezdi. Günlerdir sana yorgun yüreğimin sancılarındasın dirhem dirhem. Ne yaptımsa seni alıp götürecek bir rüzgâr bulmadım. Gün be gün aklımdasın.
Oysa sen mevsimi geçmiş bir bahar çiçeğisin ömrümün çorak topraklarında. Ne zaman hazana dönsem sen yeşeriyorsun. İşte yine yüreğimdesin. Elleri kelepçeli bir divaneyim ben. Yüreği prangaya vurulmuş bir sevda mahkûmu. Dağlar deldim, yolum olmadın. Çöllere düştüm serabım olmadın. Ne yaptımsa ay ışığında gözlerine bakmak içindi sevgili. Mehtabı çatlatacaktım gözlerindeki gülüşle. Yoksun ve olmayacaksın biliyorum. Yüreğim kadar yakın, suçum kadar uzaksın bana.
Seni arıyorum al renkli bir şafakta. Saçlarına son bir defa dokunmak istiyorum sorgusuz sualsiz. Kayıp giden yıldızlarda diliyorum seni her gece. Bak her gece binlerce yıldız intihar ediyor kahrımdan. Güneşim sararmış bir sonbahar yaprağı. Dalgalarım kıyıya küsmüş. Yüreğim bilmem kaçıncı voltasını atıyor avluda.
Işığım, yüreğim can damarım. Neden bu suskunluğun? Sana anlatamıyorum sevdamı ama sen anla artık.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim