Ali Akar - Sevgiliye Bir Garip Mektup... ...

Ali Akar
317

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Öncelikle bilmelisin ki bu bir savaş ya da mücadele değil. Ve yine bilmelisin ki yaşananlar ya da niyetlerin hiç biri içten pazarlıkla ortaya konmuş değildiler. Seninle yaşadığımız bu garip ''ilişki''nin nedenleri ve sonuçları hakkında da bir yorumda bulunmak istemiyorum. Ve sana bakışımda seni gördüğüm hal ve vaziyetin en küçük bir kötü baklış içermediğini en başından en sonuna sadece ama sadece çocukluk masumiyetinde bir nazarla olduğunu da bilmelisin. Şu zamana kadar geçenlerden sonra sana kızgınlık neredeyse hiç yok içimde. Bir iki sitemin olmasını da anlayışla karşılayacağını düşünüyorum. Şu satırların yazılış sebebi ya da bunlardan sonra gelecekler hakkında da en küçük fikrim ve beklentimin olmadığını da bilmeni isterim. Şu ana kadar okuduğun kısımdan sonra yazılı dilin diplomasi havasında olduğunu görecek ve belki bu durumdan rahatsız bile olacaksın. Ama olma.

Senin beni görüş ya da bana bakış şeklinde emin olduğum tek konu bana saygının olduğu. Belki acımayla karışık biraz da sevgi vardı. Küçük bazı anlarda gerçeğe yakın olduğu da oldu sanırım. Bu da muhim değil. Sorun da değil. Sen sanıyorsun ki bu adam bir karar aldı ya da ne bileyim sana bakışımda bir değişme var. Hayır. Bende olan en gerçek hal sanırım umutsuzluk. Hem de her dönemde. Yani seninle iyiyken bile böyleydi. Çünkü bu belirsiz haller bendeki paranoyanın içinde karamsarlığımı döküyordu ortaya. Eh senin de benden çok iyi olmadığın hayatın güzelliğine bakışı düşününce sanırım bu bizim yaşam şartlarımızın bir getirisi gibi geliyor bana.

Ve evet seni çok istedim. Çok beğendim. Çok takdir ettim. Benim seni görüşüm başkalarına göre abartılı gelebilirdi hatta senin bile zaman zaman abartma dediğin zamanlar oldu. Oysa bunlar abartı değillerdi. Hani bir deyiş var ya kuzguna yavrusu kuğu gibidir. O misal biraz da. Ben seninleyken dünyanın en güzel kadını en seksi en zeki ya da her ne haltda en iyi olanı umrumda olmuyor. Bu senin yeterince iyi olmadığından değil benim seni bana fazlasıyla yeterli görmemden kaynaklanıyordu. Hele ki düşününce sende olanların farkına varmayan dünyaya biraz da alaycı bir ifadeyle baktığım çok olmuştur. Hey yavrum hey kadının hasını ben kaptım der bir ifadeye sahip olduğum anlarda yani. Çünkü gerçekten öyleydi ve gerçekten çoğu insanın kadrini kıymetini anlamayacağı bir durum ve tavırdı duruştu kapasiteydi sendeki. Ve galiba sen de hep bunun anlaşılması, farkına varılması için bakınıp durdun etrafa. Belki farkında bile olmadan hem de. Neden sonra karşına çıkan ve seni sendeki her şeyi farkedip anlayan ve değer veren kişinin ben olması tek eksi yöndü galiba. Çünkü yine sanırım sen bu kişinin çok daha farklı şekil, konum ve meziyetlerle hatta tavırlarla olmasını istiyordun. Eh bu sebepledir ki sana kızamıyorum. Aslına bakarsan ne yapmış olursan ol sana kızamayışımın en büyük sebeplerinden biridir bu. Ve hayır sana bunları söylerken kedi ciğer durumuyla ya da nasılsa elimden gitti ya da nasılsa vazgeçtim ondan dur iki döktüreyim tavrıyla yazmıyorum. Bilakis ben seni sevmekten bir an bile vazgeçmedim. Öyle değil midir ki zaten. Sevgi sözleşme imzalayarak alınıp verilmez değil mi. Ve evet bunları yazıyorum, yazarken de rahatım, acı içimde yaşamaktayken ve seni delice özlerken. Ve evet bu bir yerde bir tür veda bile sayılır ki aslında sen o vedayı çoktan etmişken. Sadece seni anladığımı bilmeni istiyorum. Yaptığın ve yapmadığın her şeyde hem de. Kızsam da küssem de içten içe sitemler etsem de yine de anladım ve anlıyorum.

Sana ne demem gerektiğinden çok ne demek istediğimi düşündüm hep. Ve ne zaman ne demek istediğimle başlasam lafa bir yerde eksik kaldım. Şu an ne demem gerektiğiyle yazmıyorum hayır. Demem gerekenlerin, toplumun ya da şartların bir dayatması olacağı ve benim hislerimden çok uzak kalacağı da ortada. Benim tek istediğim günün birinde gözünün önüne gelirsem şöyle bir dalıp gittiğinde yüzünde bir tebessüm olsun istiyorum. İyi hatırlamanı ve şu anda hissetmediğin şevkati bir an için duyumsamanı istiyorum. Elimden gelenler kadar var olabildiğim ve çok da fazla bir şey veremediğim sana karşı en azından dürüst ve içtenlikle olduğumu hatırlamanı istiyorum. Şartların en olmaz dediği anların içinde kaldığımızı ve sürekli hayır dedirten hisler içinde savrulduğumuzu ve dahi belki sende başka başka heveslerin belki sevdanın olduğunu kendime söyleyip duruyorum. Bu senden vazgeçişin bir anahtarı olarak değil ama senin gidişini anlamaya çalışmanın sonucu olarak içimde dönüp duran bir tilki gibi çıkmakta karşıma. Ve ben bunun için de seni suçlamıyorum ki bir suç da yok ortada. Etrafımdaki pek çok insan birisinin varlığından ve yaşananların bir kısmından haberdarken onlardan gelen soruların sonunda bir iç çekiş ve olmuyor demenin çaresizliğini yaşarken de hatanın sende olmadığını hem ben hem onlar söylemekteler. Çünkü onlarda bu yaşananlarda bir suç ya da hata aramıyorlar. En basit tesellileri sana kız mı yok oluyor. Bunu derlerken bile biliyorlar benim her hangi birini aramadığımı ama diyecek bir şey olmayınca ister istemez bu cümle kuruluyor onların dudaklarında.

Tamamını Oku