Sevgilim,
Susarak,içten içe başlayan ve ansızın nefes alırken ağzımızdan kaçırdığımız dua kelimelerine benzeyen şeyler dolanıyor dudaklarımda. Seni seviyorum… Seni çok seviyorum…
Duyulmasını istemediğim için değil bu sessizliğim. Yalnız senin yağmurlarında ıslatmak için çabalıyorum. Yalnız senin damla damla gözlerine hissettirebilmek için,bu denli sakince söylüyorum. Seni seviyorum… Seni çok seviyorum…
Bir aşk doğdu bundan yüzyıllar önce. Dünya varolduğunda,her şey tanrı tarafından yerli yerine konduğunda,bir de aşk doğdu… ‘Aşk melekleri’ne gönüllerince özgürlük verildi önce. ‘Gidin istediğiniz yeri kendinize ev,bağ,bahçe,dünya cennet yapın,’diye. Bazıları çok şanslıydı bu meleklerin. En şanslıları hiç beklemediler. İlk kurdukları dünyaya Adem ile Havva’yı buldular. Onlar aşık oldular birbirlerine. İlahi bir emirdi var olmaları. Tabii aşık olmaları da öyle! Karşı konulamaz,reddedilemez bir emir. İlk aşk meleği görevini yerine getirdi. Adem ile Havva örnekti. Bir numune. Diğer aşk melekleri için,ne yapacaklarına dair,basit bir şarkı. Bu şarkıyı söylemeleri gerekiyordu. Fakat diğer tüm meleklerin başka notalar,başka sözler bulmaları gerekecekti. Başka şiirler,başka dağlar,başka cennetler. Bu yüzden dağılmaları gerekiyordu. Bütün evrene dağılmaları. Bulacakları beşiklere bebeklerini koyup,onları ninnilemeleri gerekiyordu. İlahi bir şurupla,yüce bir sesle,bambaşka bir şefkatle…
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
harikasın kardeşim devam kutluyoeum
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta