Sevgilim Diyemediğim
SEVGİLİM DİYEMEDİĞİM
I
Çok iyi biliyorsun ki sendin
Benim sevdiğim,
Hep sevdiğim,
Delicesine sevdiğim;
Sendin o;
Sendin, yine de sensin,
Hiçbir zaman sevgilim
Diyemediğim!
Rüyamdaydın dün yine
Zaten hiç çıkmıyorsun ki! ..
Işıl ışıldı gözlerin;
Gece renginde, gece görünümünde,
İçine sayısız
Yıldız serpilmiş gibi…
Yalnızca rüyalarımda değil,
Aklımda fikrimdesin de,
Gönlümde, kalbimdesin de,
Dilimdesin de…
Her gün kendi kendime
Tekrarlayıp duruyorum
Senin adını
Ama kesinlikle
Söylemiyorum başka birine,
Düşmeyesin diye
Onun bunun diline;
Görüşmeyeli kaç gün oldu seninle?
Umurunda bile değil bu belki,
Merak da etmiyorsun belki;
Belki değil, mutlaka!
Ama ben sayıyorum tek tek,
Not falan tutuyorum,
O kadar çok ki
Karıştırdım yine de;
Kaç hafta oldu görüşmeyeli,
Kaç ay, kaç sene?
II
Kasırgalarıyla ünlüydü
Bir zamanlar bizi
Barındıran o şehir;
Bir bakarsın sakin gökyüzü,
Günlük güneşlik her taraf,
Derken çıkardı bir rüzgâr,
Dönüşürdü kasırgaya,
Saldırırdı her yana,
Köküyle sökerdi ağaçları,
Evlerin çatılarını bile
Alıp alıp çalardı yere;
Geçip giderdi sonra
Kendisi yapmamış gibi
Olanların hiçbirini de;
Yine sakinleşirdi hava,
Yine günlük güneşlik
Gökyüzü çıkardı ortaya.
Öyle geldin sen de,
Öyle geçtin hayatımdan,
O kasırgadan farksız,
Hatta daha beter!
Yıkıp yerle bir ettin
Benim duygularımı,
Ki o şehirdeki kasırgaların
Bıraktığı izler onarılıyordu zamanla,
Her şey dönüşüyordu eski durumuna,
Senin aşkının bıraktığı yıkıntılar
Onarılamadı hiçbir zaman,
Bu yaşımda bile
Yine aynen öyle
Duruyorlar hâlâ!
III
Ne yapıyorsun şu anda?
Geziyor musun, tozuyor musun?
Çarşıda mısın, pazarda mısın?
Kitap mı okuyorsun, televizyon mu izliyorsun?
Evlenmişsin, duymuştum, mutlu musun?
Karıştın mı çoluğa çocuğa?
Benim torunlarım bile var, senin de oldu mu?
Torun mu gezdiriyorsun yoksa
Yaşadığın şehrin
Çeşitli yerlerindeki parklarda?
O şehirdeki şelâle,
Bir hayli yüksek kayalardan sular döküldüğü,
Dökülürken de bir tür toza,
Beyaza, kar beyazına
Dönüştüğü için değil,
Durduk yere rengârenk gökkuşağı
Oluşturduğu için de değil,
Sen orada olduğun için güzeldi;
O şehirde her kış mevsimi
Yağan kar diz boyuna gelse de,
Aşırı soğuklar üşütse de,
Titretse de, dondursa da
Sen olduğun için çekilirdi;
Şu anda bulunduğum
Bu şehirde ise denizin mavisi,
Zaman zaman türkuaz,
Zaman zaman gri rengi,
Dört mevsim eksik olmayan yeşillikler,
Akşamların kızıllığı,
Gecelerin buğusu,
Portakal, limon çiçeklerinin kokusu,
Adını bile bilmediğim
Her mevsim açıp duran
Bin bir çeşit çiçeklerin güzelliği
Zevk vermiyor yeteri kadar,
“Neden? ” diye soracak olursan;
Sen olmadığın için yanımda, yakınımda,
İşte ondan,
Elbette ki! ..
IV
O, sen idin ey; aşkımı kalbine koyamadığım!
O, sen idin ey; seyretmeye doyamadığım!
O, sen idin ey; resminden başka bir şeyini
Yanımda taşıyamadığım!
O, sen idin ey; ellerini avuçlarıma alamadığım,
Parmaklarını okşayamadığım! ..
Aynı yıldızlar gece olunca
Hem seni seyrediyor, hem beni,
Aynı ay
Hem sana göz kırpıyor, hem bana,
Gündüz olunca da
Aynı güneş hem seni ısıtıp aydınlatıyor hem beni,
Ama aynı duygular
Sarıp sarmalamıyor ne yazık,
Hem seni, hem beni!
O, sen idin ey; başımı göğsüne dayayıp
Kalbinin sesini duyamadığım!
O, sen idin ey; hiçbir zaman
Sevgilim diyemediğim!
V
Bu kaçıncı gün,
Bu kaçıncı hafta, bu kaçıncı ay,
Bu kaçıncı sene
Senden uzak kaldığım?
Unuttum, tutamaz oldum aklımda,
Daha doğrusu o kadar çok ki
Karıştırdım sayısını;
Nerdesin şu anda kim bilir?
Belki yakınımdasın, yaşadığım şehirde;
Belki de yürüyoruz yan yana,
Geliyoruz karşı karşıya,
Ama tanıyamıyoruz birbirimizi,
Çünkü ikimizde de
Saçlar ak, avurtlar çökük,
Sırtlar kambur, beller bükük…
Birbirimizi görsek bile
Fark edemiyoruz,
Fersiz gözlerimizle!
Belki de çok uzaktasın,
Hatta yurt dışında!
Zaman içinde neler,
Neler geliyor insanın başına;
Hayatta kopan bir fırtına
Savurabiliyor herkesi bir anda
O yana, bu yana…
O, sen idin ey; sevdiğim, yürekten sevdiğim,
Ama sevgilim diyemediğim!
Yaşıyor musun hâlâ?
Beni sorarsan eğer,
Geçti gitti çoktan
Nice tanıdıklarım, arkadaşlarım
Ama kendim
Yaşıyorum şu anda,
Tabii ki yaşamak
Denirse buna,
Çünkü her geçen gün daha fazla
Sıkıyor beni
Sensiz bu dünya!
VI
Hiç düşünür müsün beni?
Kapından geçemem ama
Aklından geçer miyim?
Ne günlerdi o günler!
Dizlerim tutmazdı
Seni görünce heyecandan,
Dallarda tüneyen kuşları
Bile ürkütüp kaçırtırdı belki
Kalbimin gümbürtüsü.
Ya gözlerimden akan yaş! ..
O şehirdeysen hâlâ git bir bak;
Yine aynı yerde,
Aynı sıcaklıkta
Duruyordur mutlaka! ..
Hatırlar mısın,
Aklına getirir misin o günleri?
Aşkını kalbimde,
Ellerimi böğrümde,
Bakışlarımı yerde,
Beni bin bir düşünceler içinde
Bırakıp gitmiştin hani;
Onca zaman geçti aradan,
Nerdeyse bir ömür;
Nereye gidersem gideyim
Değişiklik yok bende;
Yine aynen öyleyim!
VII
Karışık rüyalar görüyorum
Son zamanlarda;
Kötü bir şeyler mi oldu yoksa?
Ne durumdasın şu anda?
Hasta falan mısın?
Sağlıklısındır umarım;
Ne zaman uğrasam bir hastaneye
Her yanı tıklım tıklım,
Hiç sağlıklı insan
Kalmamış sanki yeryüzünde!
Sormuyorum seni kimseden,
Daha doğrusu korkuyorum,
Soramıyorum,
Kötü haberini alırsam
Yıkılırım çünkü!
O, sen idin ey; sevdiğim;
Çok sevdiğim, hep sevdiğim,
Ama sevgilim
Diyemediğim!
Ya bir de öldüysen…
Aman, Allah saklasın!
Eğer yoksan bu dünyada
Bunu hiç bilmeyeyim,
Yaşadığını varsayıp
Onunla avunayım!
Yaşar Hadi ÖNDER
Yaşar Hadi ÖnderKayıt Tarihi : 29.11.2011 23:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!