Ta ruhlar âleminde başlamıştı hikâye,
yıldızların gölgesinde,
söz vermiştik birbirimize:
“Ne zaman düşsek bu dünya denen diyara,
bulacağım seni.” diye
Ve sonra yollar uzadı,
zaman dediğin ayrılığın suretine büründü.
Birbirimize ulaşmak için
bin çöl, bin deniz, bin suskunluk geçtik.
Her adım bir yara,
her bekleyiş bir dua oldu.
Gökyüzüne baktım her gece,
senin gördüğün yıldızlara tutundum,
senin yürüdüğün yollarda gölgemi aradım.
Kalbimde yankılanan sesin hiç susmadı; “Bulacağım seni”
Günler döndü,
mevsimler birbirine karıştı.
Kimi zaman bir yaprağın düşüşünde hissettim seni,
kimi zaman bir rüzgârın fısıltısında.
Dünya dediğin,
bir labirent gibi sardı etrafımızı,
ama her adım biraz daha yaklaştırdı seni bana.
Sonra, sonra
bir gün,
birdenbire geldin.
Ta uzak yollardan,
hiç görmediğim ama hep bildiğim yüzünle.
Göz göze geldiğimiz o an,
bütün yollar birleşti, bütün zaman sustu.
O an,
ne geçmiş vardı artık, ne de gelecek.
Sadece sen vardın karşımda ve o kadim tanıdıklık.
Kalplerimiz, bin parçaya bölünüp
yine birbirini bulan aynalar gibiydi.
Gözlerin,
bir zamanlar yıldızlarda aradığım ışığı taşıyordu.
Ve sesin,
rüzgârın fısıltısında duyduğum o sesti “Bulacağım seni”
Buldun beni, ruhunun ruhuma dokunan ellerini hissettim.
Seni beklemek,
bir yolun başında
adını bilmediğim bir kavuşmayı beklemek gibiydi.
O kadar tanıdık, o kadar uzak
Geldin, hoş geldin…
bin yıllık bir masalsın bana ve bir adımla yakın.
Hoş geldin sevgilim, ruhundan sonra bedeninde sarılsın bana.
Sevgilim, buldun beni, hoş geldin.
Kiyaz
Kiyaz Arzu KılınçKayıt Tarihi : 6.1.2025 09:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!