Benim bir sevgilim var; 'moonlight sonata' çalıyorsa o konuşmaya başladığında yalnız sevgilimi dinlerim... Çünkü sevgilim bir hayalettir benim ve ben onu arıyorum...
Nerededir, ne yapmaktadır hiç bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var; oda beni bilmiyor. Ne komik bir trajedi değil mi? Biz aslında çok güzel, masallarda anlatıldığı gibi bir aşk yaşıyoruz onunla.
Ne zaman kapasam gözümü, geliveriyor yanıma ve öpüyor dudaklarımı ıslak ıslak. Sarılıyorum ona; ama birden kurtarıveriyor kendisini kollarımdan ve öte yanımda, yanlamasına uzanmış, dirseği ile güç alarak eli ile başını tutarak beni seyrederken buluveriyorum. Seviniyorum. Lakin çokta üzülüyorum. Hep gidecekmiş hissinde bırakıyor beni. Onu kaybetmemek için kendimi ona adıyorum. Fayda etmiyor. Güneşin ilk ışıkları evime vurmaya başladığında, benden esirgemediği çıplaklığı, o ışınlarla yavaş yavaş kaybolurken beni bir başıma bırakıp gidiveriyor.
Ağlıyor muyum o beni terkederken? Ağlamıyorum. Serde erkeklik olduğundan değil; gece olunca gene gelecek ya baş ucuma, biliyorum ya ben bunu, gene uzanacak ya yanımda sereserpe tüm çıplaklığı ile, konuşamasakta, sevişemesekte bakışacağız ya onunla gene saatlerce, gözlerimiz delicesine alev alev bir aşk ile sevişecek ya; ağlamıyorum. O üzülmesin diye, o gene gelsin diye… o gene gelsin, ama bu defa beni bırakmasın diye…
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta