Ne zamandır eksik, ne zamandır yoksunuz seninle. Canım susamışken varlığına, bütün olmuş sevinçlerim. Yeşerir mi yıkılan kalpler? Yeni biçilmiş çimen kokusunu alır mı ciğerlerim? İçimde kırıntın olmasa göremeyeceğim, parkta salıncak kavgası yapan minikleri. Düzelir mi her şey diyorum, ama sinirim seninle savaşıyor adeta. Aydınlansın artık güneydoğunun sokakları. Sarsıntı korkusu, baş dönmesine bıraksın yerini. Bahar gelsin, bahçeler ekilsin. Yeniden doğar mı güneş sonsuzluğa? Sabahları kuş cıvıltısına kulak asarken, mutfaktan gelir mi kızartma kokusu, belki. Çatlak duvardan süzülen ışık, bir gün camdan süzülür mü acaba? Dersin asıl bu çatlak neyin nesi. Bilmelisin ki hüznümün çatlak oluşuma çok fazla etkisi var. Bir varım, bir yok. Ne yazan, ne okuyan, sen nesin umut? Ne zaman var olup olmadığını sorsam sana, belki dersin yine. Hep bir belirsizlik. Çevirebilcek misin? Bu yalan çarkını mutluluğa, özgürlüğe. Minikleri tebessümle değil kahkaha ile ağlatabilecek misin? Evin direği sönmüş, ışığını yeniden onarabilecek misin? Eli kınalı analarımızı, eli kanlı, yüreği yangın yeri yapanlara buz kesilecek misin? Bu kızın da ne isteği varmış diyip, buruşturup çöpe mi atacaksın beni? Belki. Böyleyim işte yazarak dökerim içimi. Kalbimdeki neyse kalemime dökülür. Geceleri, yolculukta ve deniz kenarında kabarır hislerim. Tam da şuan deniz kenarındayım. Dalgalar bile hala çok hırslı. Sanki onlar da üzgün gibi. Acıyı görmesem de görmüş olanların acısıyla bir yaşıyorum. Gözlerimi kapattığım an hissedebiliyorum. Kendimi suçlayacak ufacık şeyleri kalbime, zihnime hapsediyorum. Hapsetmek beni mahveder mi? Tabiki de evet. Yazmak benim en büyük pişmanlığım. Şimdiye kadar yazdıklarımı, hissettiğim gibi anlayan olmadı. Değişebilir mi bu? Beni anlayabilecek misin? Umuyorumki sen nerde olursan ol yanımda son dem olacaksın. Sen aslında hep varsın. Adımlarını duyuyorum, ama bir yandan yüreğimin yangını, gözlerimin feri sönmüş değil. Çok fevri davrandım, üzerine geldim. Sorumlu tuttum seni sinirime. Benim için sen parlaklıksın bazen en yükseği bazen de en karanlığı olabiliyorsun hayatımın. Bu senin elinde mi? Kafayı yemiş dediğini duyar gibiyim. İyilik, hakkı hiçbir şekilde ödenemeyecek kredi gibidir. Harcadıkça puanın yükselir. Yaşam için de geçerli sanki. Ne dersin? Sempatiksin, hoşsun yardıma ihtiyacı olanları kanatlarında sakladığını biliyorum. Türk halkı oldukça sen hep var olacaksın. Bazen özlediğim oluyor senin olmadığın günleri. Neden diye geçirmişindir içinden, cevabım hazır sana. Adaletin sağlandığı yerde ihtiyaç yoktu umuda. Hak yolunu illaki buluyordu. Ne zaman bu düzen değişti. Seni sayıkladım. Gözyaşı ile döküldün önüme. Şaşkınlığımın arasında öfke de vardı. Sana bağlanmaktan başka çarem yoktu. Bulutlara dalmışken dudaklarımda tebessüm oldun. Şiir gibiyim biliyorum. Uyandım, ellerimde çiçekler. Rengim değişti. Varlığını bu denli hissetmemiştim. Yine yanaklarımdan süzüldü bir kaç damla. Sevgi ve mutluluk, sandığımız kadar zor şeyler değil. Sende bunu biliyorsun. Sevginin olduğu her yer bağ bahçedir insana. Yeşilimsin. Gelgitli olmam seni zorluyor farkındayım. Mutluluğumu abartarak yaşayamıyorum. Çiçekleri sevdiğimi unutmamışsın. Elini bana uzattığın gibi herkese uzatacağından şüphem yok. Eğer bir gün çekip gitmen gerekirse beni unutma. Olduğun sürece sana bağlılığım nasıl sürdüyse, olmadığın zaman da sımsıkı sarılacak kollarım.
Şevval ÖzüberkKayıt Tarihi : 23.9.2024 19:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!