BİRAZCANA
1
Bir kere kente girdim
Kır kalemi kır artık
Ne yazık ölümü gördün
Kimseyi almadın ve yaktın anılarını
Çokça kirlenmişti hani anlatmıştın
Hani hiç durmayacakmış gibi akıyordu hani
Boğazdan et ve kan parçacıkları halinde
Karşı koydun köpek oldun set kırdın
Yazı oldun belleğimde anılara karıştın
Anlam oldun kapalı çarşıda tam karşıda
Kayıplara karıştın
Ne var ki üstümüze alınacak hurma yastık ve benzeri
Hem biri var ki biri/ işleri karıştıran işleri
Çağırsak gelmeyen git desek gitmeyen
Döndün ellerin böğründeydi
Belki de çok acıkmıştı
Kana bulanmıştı ellerin yazık
Aziz olun demiştin ekmek gibi su gibi toprak gibi
Aziz olun çocuklarım
Bin yılı bir çırpıda yaktın
Bir ineği bir bohçaya sarıp sarmalayıp
Şapkaları ısmarladın
Hele o uzun hörgüçlüyü görmüştün
Ne de benziyorlardı fotoğraflardaki adama
İçimize bir kurt düşmüş ve ölmüştü
Hele o ne düşüştü
Değişmiştim ben sen de değişmiştin
Nasıl olmuş ta bana öyle görünmüştün
Kahkahaları koyuvermiştik
O yaşlı o iğrenç sırıtkan o iri sırtlan
Yapışmıştı yakama bir türlü inmiyordu
Oysa ölümü göze almıştık çoktaaan
Oysa dün gibi geçip gitmişti ardımızdan
Tanrım ne karışık tohumlar ekmesek olmaz mı
Yeşil gözler ak serçeler zümrüt sözler
Danslar ince ve kıvrak sazlar
Sisler bulutlu zamanlar ve yıldızlar
Musa çizgisinde ve günah olmasın diye
Ayırarak bu güne dek işlediklerimizi
—Ama şeytan ne denli karıştırıyorsun işleri-
Birbirimize tanık olduğumuz günden beri
Görüp göreceğimiz bir kaç yalandan başka
Ne var ki üsütümez alınacak burada
İçimize çat bir kapı burada
İşte en aziz bakışların beklediği akşam saati
Yeşil ırmak saati su saati ay saati
Kayıt Tarihi : 27.6.2011 21:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!