Sen hiç sicim sicim yağan yağmur altında… ıslak taş üzerine oturup bekledin mi? Titreyerek kaldırımlarda yollarda bekledin mi? … Gelmeyince el olup yaban ele gittiğini öğrendin mi? …
Sen hiç ….. O el olup gideni benim gibi sevdin mi? …. Sende çok iyi anlarsın bir gün sevdiğin senden kopunca… Eğer bir gün sende seversen birini çok iyi anlarsın… Benim ne çektiğimi…. Hele birde de benim gibi seni seveni çok ararsın…. Ararsın ararsında bulamazsın…. Son umut da bitmek üzere, bir bitişi bir yok oluşu oynuyor kapkara sevdam… Artık duraklama dakikalarını bitirdi saatler… Senin için durmuyorum artık parklarda ki banklarda, senin için ağaçların altındaki çimlerde oturmuyorum… Bitti bitecek o çok büyük dediğim sevdam…. Gerçi sana göre ne var…. Körelmiş kalp, feri sönmüş göz, uyuşmuş el, solmuş yüz…
Sen kadir kıymet bilmezsin ki…. Sana ne niye anlatıyorsam ki..! Sevmeyi sevgiyi sevdayı anlamazsın ki..! Yada beni hiç sevmedin ki..!
Benim sana olan sevgim kara sevdam bitse ne… Bitmese ne… Değişecek ne var senin için öyle değil mi? .... Hayatımda sen var veya yok… Hem de senin için, hiç bir anlam ifade etmeyen biri değil mi … Sen ise benim için hala eski sen olacaksın…. Sen kendini bitirip yok etsen de, yitiklere gitsen de… Ben ise artık eski ben değilim…. İşte onu sen gel birde bana sor, sor sevdiceğim sor kara sevdam…
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman