Bundan 19 yıl önce hayata gözlerini açarak bizi sevince boğmuştun. Seni ilk kucağıma aldığımda kendimi bir garip hissetmiştim. Mucizeydi. Hayatımda o gün ki kadar mutlu olmamıştım. Dünyanın en değerliği varlığıydın ve benim kucağımdaydın. Bebekliğin boyunca beni hiç yormadın, üzmedin. Ağlamayı bile beceremezdin. Ağlamak için epey bir uğraşırdın. Nice sonra ağzından zorla bir ağlama sesi çıkardı. Yaşımın küçük olmasından olsa gerek çoğu kez sana iyi bir anne olmadığımı düşünürdüm. Düşeceksin diye içim titrerdi.
Eline keskin bir bıçak alma diye hepsini saklardım. Ama sen bir yolunu bulup alırdın eline inadına. Seninle çok güzel günler geçirdik. Beraber büyüdük. Seninle olgunlaştım. Dert ortağımdın o küçücük yaşına rağmen. En yakın arkadaşımdın. Sırdaşım, dostum, her şeyim. Öyle bir yüreğin var ki! İçine nerdeyse dünyanın bütün insanlarını sığdırabilecek kadar. Özellikle de yaşlılara olan davranışların hiç gözümden kaçmadı bugüne kadar. Beni ve babanı üzecek hiçbir kötü hareketin olmadı.
Bir baktım ki kızım büyümüş. Evden uçmuş gitmiş. Ben hala bebekliğinde kalmışım. Hep gözümün önünde olmana rağmen. Çok onurlu, çok kutsal bir meslek sahibi olmak için gittin. Okulunu bitirince çok iyi bir öğretmen olacağına eminim.Daha öğrenciğinin bu ilk döneminde bile Cumartesi günlerini gönüllü olarak bir okulda Türkçe derslerine girerek değerlendirdiğini anlattığın o gün çok duygulanmıştım.
Gözümde canlandırıyorum. Kızım sınıfta. Karşısında gözlerinin içi gülen zeki öğrencileri var. Ve senin de gözbebeklerinden ışıltılar saçarak onlara ders anlatıyorsun. Onlara sevgini ve bilgini aktarıyorsun. Onları geleceklerine hazırlıyorsun.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta