Yokluğu ölüm, varlıgı acı, yüreğimin mahzeninde saklanan vazgeçilmezim.
Çoktandır alamadığım selamını, sevgi sözcüklerini, yalnızlıgımın sessizliğine sakladım. Kanayan sevdama, yıkılan onuruma el sallayan düşmanlarımın sevinç naralarına içiyorum şimdi gecenin karanlığını.
Sevdim; içine çelikten saglam umutlarımı, güneşten sıcak yarınlarımı koyduğum koca bir aşk deryası...:umutlarım eridi, yarınlarım buz tuttu, deryam acılar korsanına teslim oldu. Pes etmedim, yüreğim dedim, yüreğim anlar. Yüreğim anladı yüreğin anlamadı yetmez mi? ..
Güvendim; intiharları gögsüme çiçek gibi ektim. Yargılamadım, yargılandım en adi bir suçlu gibi. İncitmedimi, incindim, dünyayı ben yıkmışım gibi. İntizarım olmadı, sen dedim bir de yüreğin en büyük değerimsiniz dedim değersiz kaldım. Saçlarına taktıkça gül, sakladım dikenin kanattığı ellerimi sen üzülme diye. Kılıçsız kalkansız savaştım yenilmedim. Yüreğim dedim yüreğim anlar beni. Yüreğim anladıi yüreğin anlamadı, yetmez mi? ..
Çalmayacağına emin olduğum telefonlara nöbet tuttum. Özledim, özlenmedim. Bildiğim halde yalın kılıçta yürüdüğümü kesikinliğinden korkmadım, sözlerinden korktuğum kadar. başarmak yaşamaktı benim için hedefimi çaldın. Yüreğim dedim anlar beni sen anlamadın yetmez mi? ...
Yağmurda sensiz, güneşte seninle yürüdüm. Gelmeyen sevgilere umutçu, kapından kovulan dilenci oldum. Şartsız paylaşmak, sessiz özveri dedim. Canıma can, ömrüme canan, günlerime yoldaş ol dedim. yüreğim dedim mutlu eder, yüreğin beklemedi yetmez mi? ...
Aşağılandım, yücelttim. Sabıra sabır taşı oldum. Hesap sormadım, yüreğim dedim, yüreğim kaldırır, yüreğin kaldırmadı yetmez mi? ...
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim