Dün, yolda sana benzeyen birini gördüm,gidip boynuna sarılıp sarmaş dolaş öpücüklere boğacaktım nerdeyse...Meğer seni ne çok özlemişim,uzaktan gördüğümde sana çok benziyordu...Yanımdan geldi geçti farkettimki senin kadar güzel değilmiş...
Okul günlerimizi çok özlüyorum,oysa okuldayken de ah şu okul bir bitse tatil gelse diye ne çok söylenip dururduk değil mi canım? Şimdi neredeyse elinde cetveliyle ayaklı karpuzu bile özleyeceğim...
Canım arkadaşım ben burada çok sıkılıyorum,abilerim bana kol kanat geriyorlar,bir dediğimi iki yapmıyorlar ama bir kız kardeşin veya arkadaşın yerini tutmaz...Tabii ki hepsinin yeri ayrı da bu başka ne kadar özverili olsalar da hep seni arıyor,özlüyorum...
Aşçı kadın Zeynep bile burnumda tütüyor,kadını maskaralıklarımızla nasıl canından bezdirirdik...Evde kuru fasulye piştiğinde,gözlerim yaşarıyor,biliyorum şimdi muzip muzip gülüyor ve soruyorsun değil mi-Niye soğanı mı yaşarttı gözlerini diye...Seni hınzır seni,yani işte burnum sızlıyor seni ve okulu,o günleri anımsatıyor bana...
Ne eğlenirdik değil mi yemek hanede her bir yemeğe bir kusur bulur,gider kantinin bayat yağlı böreklerini alırdık,biraz da birilerini görmek için tabii,anlarsın işte... Ah o günleri daha çok ararız o günleri...Şimdi sen diyorsundur ki kendi adına konuş ben okulu özlemedim,dersin dersin tabii nasıl olsa senin tuzun kuru benim gibi yalnızmısın?
Henüz iş bulamadığını yazıyorsun,günlerin nasıl geçiyor? Bağlarda üzümler sararmıştır artık değil mi? Seni oralarda güzel sesinle şarkı söylerken hayal ediyorum,ayrıca mis gibi kokular da geliyor sanki burnuma...Bahçeye kendi ellerinle diktiğin,o taze salatalıklar domatesler,tereler,şimdi orada seninle olmak vardı, çık gel dersin bilirim de sağlık sorunum yüzünden gelemem...
Komşu bağın yakışıklı delikanlısı, yine sana kur yapıyor mu? Biz öyle sokaklarda elele gezemeyiz bizi tefe koyar görenler diyordun ya mektubunda, yine hep aynı mı değişen birşey yok mu?
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...