Kendimi sığdıramadığım sensizliğin, sana en yakın yerinde, yokluğuna karışıyor verdiğim her nefes… Yokluğun; acı, yokluğun; zulüm, yokluğun; zamanı unutmak… Yokluğun; mevsimsiz bir diyarda yanmak, kavrulmak, üşümek, donmak… Yokluğun; bütün hislerden arınmak… Yokluğun; günü geceye boyamak… Yokluğun; varlığımdan utanmak… Yokluğun; yaşarken ölümü tatmak…
Yüreğim avaz avaz, yüreğim çığlık çığlık… Sana sesleniyorum; duy beni sevgili… Çok özlüyorum seni…
Bıraktığın acı çıkmaz sokak… Mümkün mü sevgili, sensiz çıkar yol bulmak? ... Mümkün mü, her günü, herhangi bir günü sensiz selâmlamak? … Mümkün mü sensizliğe uyandığım dünyaya kendimi sığdırmak? ... Sûretin dün gibi dururken karşımda, mümkün mü yarına umut bağlamak? Yaşam dedikleri artık sensizliğe teslimiyet, biliyorum, ötesi yok… Baktığım her yer senden kalan boşluk… Belki de o boşluklar yakıyor canımı en çok…
Gözlerim dolu dolu, gözlerim sırılsıklam… Sana sesleniyorum, duy beni sevgili…. Çok özlüyorum seni…
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Aslında aranan sevgili değil aşktır sevdadır. Yaşananların özüdür, aranan mutluluktur.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta