Onarılamaz sevdaların ölümcül gülümsemeleri
Masalsı sözlerle göç yollarından gelir
Ankanın kanatları tutuşur, biz yanarız…
Sana benzettiğim yüzlerde seni toplamak
Sana türküler yakmak
Senin sarhoşluğunda naralanmak
Senli kavgaları kucaklamak
Yüreğe oturan sevginin
Öfke ile savaşını sulh etmek gibi bir şeydi…
Gecelerin ayaz saatinde
Mutluluğu çağıran sesini duymak
Hüzünleri çarmıhtan indirip
Mor kapılı şehrin tam ortasına
Mavi kolyeleri asmak gibi bir şeydi…
Issız zifiri korkuları
Senin adını anarak
Güven veren sesindeki esintiyi işiterek geçtim
Hani, sevdiğin iğde çiçekleri vardı ya
Onların kokusunu alır gibi oluyor
Nefsimle ruhumu cennet gözlerine adayıp
Sana giden yol seslerine katılıyordum
Yokluğun yaraya tuz basmak kadar acı idi
Yüzüne haykıramadığım
İçerimde milyonlarca kere büyüttüğüm sevdamı
Bitmez tükenmez hasretle
Dönüp dönüp öpüyordum
Seni yaşamak,
Çehresi kararmış acabalı düşlerin
İsyana akan yönüne set çekmek gibi bir şeydi
İtiraf ediyorum
Belki kızacaksın
Belki çıldıracaksın
Belki uykuların kaçacak
Belki toprağın bahara uyandığı gibi uyanacaksın
İşte o zamansız meçhul telefonların faili benim
Ay ışığı gecelerde seni dilenmek
Dualarda seni çağırmak
Bilsem ki sonum olacak
Sonuna kadar varım….
Sibel KILIÇ
Sibel Kılıç SevdayeliKayıt Tarihi : 12.2.2017 17:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!