Doğum günü kutlamasında hediye paketleri açıldıkça “Oooo! ” diye sesler çıkıyor, çocuk mahçup ve biraz gözü yaşarmış bir şekilde “Harika bir şey! Neden zahmet ettiniz? ” diyerek hediyeyi getiren arkadaşının yanaklarından öpüyor ve bu işlem böylece sürüp gidiyor. Pahalı hediye getirenler daha bir havalı. Ama mutlu görünmeye çalışsa da doğum günü kutlanan çocuk bir türlü kendini mutlu hissedemiyor. Çünkü arkadaşlarının arasında gözleri birini arıyor ve göremiyor.
Günümüzde hediye günleri çok. Doğum günü, anneler, babalar, sevgililer, öğretmenler günleri, bayramlar, yılbaşı vs. Bu günlerde hep sevdiklerimizi sevindiririz ve onlara sevgimizi hediyelerle anlatmaya çalışırız. Onlar da tabi ki mutlu olurlar veya öyle görünmeye çalışırlar.
Parası fazla olan daha pahalı hediye alır ve tabi ki daha fazla sevilir. İçi sevgi dolu fakat parası olmayanlar parayla ölçülemeyen masum sevgilerini içlerine gömer ve mahçup duruma düşmemek için sevdikleri arkadaşlarını kutlamaya gidemezler.
Paran kadar sevme hakkın var...
Öyle bir çağda yaşıyoruz.
Birkaç yıl önce bir babalar gününde duygusal bir hikaye dolaştı durdu. Kaynağını bilmediğim bu hikayeyi bir çoğumuz okumuşuzdur. Küçük kızın babacığına hediye olarak verdiği paketten boş bir kutu çıkınca baba köpürüp kızını azarlıyor. Küçük kız da ağlayarak “Babacığım, ben o kutunun içine öpücüklerimi doldurmuştum” diyor.
Bir kızımın elinden içine öpücüklerini doldurduğu bir hediye paketi alabilmek için neler vermezdim!
Zamanımızda o çocukların sevgi ile dolup taşan öpücüklerinin değeri kalmadı. Her şey para....
Öğrencilik yıllarımda birkaç yıldır görmediğim bir teyzemi ziyarete gidecektim. Elim boş gidemezdim tabi. Bir bakkaldan seçerek en ucuzundan bir kolonya aldım ve teyzeme götürdüm. Teyzemin çocukları kolonyayı açtıklarında sarı renge boyanmış olan bu sıvının kolonyadan çok ispirto olduğu anlaşıldı. Şakayla karışık “Bu nasıl kolonya? ” sorularını içim mahçup ama dışım gülerek geçiştirmiştim. Kolonyayı gazyağıyla çalışan lüks lambasını yakabilmek için ispirto yerine kullandılar. Fakat teyzemin en küçük çocuğundan duyduğum bir söz içimdeki sızıyı bir hayli azaltmıştı. Teyzem çocukların bu tavırlarına çok kızmış ve onlara benim getirdiğim kolonya için “Benim için o kolonya baldan tatlıdır” sözünü kullanmış.
Neden böyle oluyoruz? Sevgimizi hediye yerine sözlerimiz, tavırlarımız, öpücüklerimizle anlatmamız neden engelleniyor?
Parayla ölçülen her şey gibi sevmek ve sevilmek de parası olanların hakkı mı olmalıdır?
“Hediye mi? Yerin dibine batsın! ” diyeceği geliyor insanın. Ama diyemiyeceğim. Çünkü parayla ölçülemiyen o küçük kızın öpücüklerini doldurduğu kutu gibi hediyeler de var. İşte en güzel hediye bunun gibiler bence.
Bir de derim ki, yine değer verilmesi gereken hediye, parayla alınmış değil, kendi emeğimizle oluşturulmuş hediyelerdir.
Yine de küçük kızın öpücüklerini hiçbir şeye değişmezdim.
Olmasa bile boynuna sarılması ve “ Babacığım, seni çok seviyorum! ” demesi bir baba için en büyük hediye değil midir?
Gerçek sevgi hediyelerle ölçülemeyen, yüreklerde gizli olandır. Bazan öpücük şekline girerek kutulara doldurulur, bazan da boyuna sarılarak sevgi sözlerine dönüşür.
Böyle gerçek sevgiler diliyorum hepinize.
Sevgiyle kalın. Ama gerçek anlamda... Parayla, hediyeyle ölçülmeyen....
(12.12.2002)
Burada sözünü ettiğim teyzem birkaç kafta önce Allah'ın rahmetine kavuştu. Mekanı Cennet olsun.
DOST YORUMLARI;
Sevgili Kadir,
Sana içinde bildiğimiz bütün sözcüklerle dolu, kullanıldıkça yenisi oluşacak bir sihirli kutuyu hediye olarak vermek istedim. Böyle güzel yazılar yazman için.
Sevgiler...
UMURUMDA (13.12.2002)
Kayıt Tarihi : 18.3.2009 16:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Çok beğendiğim ve herkesle paylaşmak istediğim güzel bir hikayeyle taçlandırmak isterim bu içten yazınızı.Saygılarımla.AÖ
--
Küçük Kız
Noel gecesiydi, ertesi sabah küçük kız babasının yanına gelerek bir kutu uzattı ve
[[Babacığım, bu senin için !]] dedi.Baba hoşnut bir şaşkınlıkla baktı ama kutunun boş
olduğunu görünce çok alındı;
Çok kaba bir şekilde:
[[ Hediye yapmak istediğinde kutunun içine bir de hediye koyman gerektiğini bilmez misin sen?]]
Küçük kız yaş dolu gözlerle aşağıdan yukarı bakarak:
[[ Baba... , o boş değil. O kadar çok öpücük koydum ki içine, ağzına kadar doldu ]] dedi.
Babası o an hemen çömeldi, kızını kucakladı ve özür diledi.
Hayatının diğer kalan kısmında Baba bu kutuyu hep başucunun yanında sakladı ve
her kötü hissettiğinde veya kendini kalpsiz biri olarak hissettiğinde, kutuyu açar ve
kızının içine ne kadar çok sevgi doldurduğunu hatırlayarak içinden bir öpücük alırdı...
Her birimizin içinin çocuklarımızın, ailemizin, arkadaşlarımızın ve Tanrı’nın sonsuz sevgisi ve öpücükleri ile dolu birer kutusu var.
LÜTFEN KIYMETİNİ BİLİN.....
Arkadaşlarımız, Ailemiz, Kısacası Tüm Sevdiklerimiz sorun yaşadığımızda ne yapmamız gerektiğini göstererek ayaklarımızı yerden kesen meleklerdir…
BUNU SAKIN UNUTMAYIN...
PAHASI BİÇİLMEYEN RESMİN İÇİNDE SAKLANIR....
NE ZAMAN Kİ SAKLI CENNET SAHTE RENKLERLE BUĞULANIR O VAKİT SEVGİ CAN ÇEKİŞİR...
TEŞEKKÜRLER KADİR BABA.....
Kutluyorum...Anlamlı ve güzeldi..
Saygımla
Saygıdeğer hocam size burada rastlamak çok güzel bir duygu. Sağlık ve mutluluk sizden eksik olmasın. Saygılarımla.
Turalına uygun sözcükler ve tümceler...
Severek ve keyifle okudum. Tebrikler sevgili dost.
Tam Puan + Ant.
Selam ve sevgilerimle.b...
Nafi Çelik
TÜM YORUMLAR (21)