Sevgiler yalan olmuş; ama bunun sebebi nedir, diye bir soru sormak ve Allah'ın insanlara bahşettiği bu en yüce duygunun neden yalanla anıldığını
irdelemek gerekiyor. İnsan yaratılıştan itibaren sevgi denen duygu yüklü olaarak yaratılır. Yani insanın kolu, bacağı, akciğeri vs. görünen varlıları, sevgi ise görünemeyn varlıklarıdır. Öyle ki, gerçek bir sevgiyi silip atmak bir organınızı bıçakla kesmekten daha zor bir şeydir. Kişilik oluşumu sürecinde
insan, toplumsallaşır, soyalleşir. Bu toplumsallaşma ve sosyalleşme süreci içersinde; ekonomik, psikolojik, kültürel bir çok şey yaşayan kişi bu önemli duyguya karşı duruşunda bilinç altı bir şeyleri artı yada eksi kutup olarak kazanır. Toplumların doğal yaşamdan çıkıp, çeşitli değişikliklere uğraması sevgi donanımını ve sevgiye bakışı etkiler.
İlkel toplumlarda sevgi, kişi için olmazsa olmazdı. Bunu beyin gelişiminin çok alt sınırlarda olduğu, eğitimin hiç olmadığı insanı ele aldığınızda anlarsı-
nız. Kabile olarak yaşayan insanlar,kabilelerini korumak, onların yaşaması için canlarını hiçe sayıp barınmalarını sağlamak, vahşi hayvanlara karşı verilen mücadeleler hep o sevginin ürünleri idi. Menfaatin ve mecburiyetin olmadığı bir ilkel yaşamda bu tür fedakarlıkların tek açıklamsı olabilirdi; o da sevgidir. Aile yapısı yada evlilik denen bir şey henüz olmadığı halde her grup
kendisini başkalarına karşı korumka ve sahiplenmek için ne gerekiyorsa
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.