Ay kapkara bir yalnızlığa düşmekteydi
Paul Eluard, Rus kızı Gala’ya son mektubunu yazıyordu
bu saatlerde
Varsın Çapkın Hanry biricik karısı Ann Boleyn’e
öyküler anlatsın,
Voltaire,Donoyer’le gizlice buluşsundu…
Onun için anlamsızdı beşinci mevsim
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Selam,
şiiriniz edebi eserlere güzel bir örnekti teşekkürler.
Keyif alarak ve gençliğimde okuduğum romanları anımsayarak okuduğum bir şiir oldu.
Tebrikler sayın Arslan sevgiyle kalın hoşça kalın.
Her güzel şiir, çağlarının, devirlerinin insani bir soluğudur ve yalnızca, hırçın atların alaca toynaklarıyla çiğnenmemiş o bakir toprakların koynunda filizlenir katıksız ve sevda kokulu şiir tohumları…
necdet ağabey bunu ustalıkla başarıyor.
ve bu sitede şairim diye gezinen nice şair müsveddelerden
çok farklı/ayrı bir noktada durmasını biliyor...
dünya tarihinden esin alan değerli bir çalışma kıvamında kurgu da olsa. tebriklerimle mutlu yıllar üstadım.
BİR ÇOK HAYATTAN DUYGULU VE DOYUMSUS KESİTLERİN İŞLENDİĞİ VE DEFALARCA OKUNMASI GEREKLİ GÜZEL BİR ANLATIM GÜZEL BİR ŞİİR.ZEVKLE OKUDUM..EMEĞİ KUTLUYORUM,KALEMİ ALKIŞLIYORUM..
DOSTCA KALIN..
Sevgi ve Hançer
Ay kapkara bir yalnızlığa düşmekteydi
Paul Eluard, Rus kızı Gala’ya son mektubunu yazıyordu bu saatlerde
Varsın Çapkın Hanry biricik karısı Ann Boleyn’e öyküler anlatsın,
Voltaire,Donoyer’le gizlice buluşsundu…
Onun için anlamsızdı beşinci mevsim
Anlamsızdı yosun kokan denizler
Önce ucsuz bucaksız bir gökyüzünu düşledi Pautus
Tükenmekte olan bir ömrün sonuncu akşamındaydı
Yokoluş bir uzaklıktı, büyüyen
Anladı cinayetin felsefeden filizlendiğini
Çıkmaz bir sokağın varlığını silmek istedi bilincinden
Her seçim bir kaybedilişse eğer
Pascal us’una geldi apansız
Her insanın gelmesi gereken yer gitmesi gereken yerdi,meğer
Haksızdı bu bilge kişi
Bir başka akşamda günün batışını görebilmek
Yürüyebilmek karlar üstünde Tolstoy gibi yalınayak
Ve bir akşam üstü denize karşı
Oynak ıslıklar çalarak taşlar fırlatmak ötelere karşı
Her şeye değerdi.
Hangi ayna gösterebilirdi Pautus’u karısına
Eksilen bir sesten sonra
Gardenyalar,Veronikalar,Mimozalar hangi güzellikleri katardı yaşamına
Tüm deniz kuşlarını seyretmek
Vurgun göçünden kaçan süngerci teknelerine bakmak
Hüzün melodileri dinlemek anlamsızdı
Ve sonra aydınlıklarda yitirmek adresini
Terkedilmiş bir kır bahçesinde akşam yağmurlarında ıslanmak arsızca
Bir insanı öldürmeden olası değildi yaşamı anlamak
Yok oluş daha da ıraktı okyanuslardan
Pautus’a baktı bir kez daha Kadın
Bütün benliğini sarsan ellerini aldı ellerine
Dudağında donan öpüşmeleri son kez ıslattı
Ürkekti Pautus, titriyordu, sarsılıyordu., korkuyordu
Son noktasını koyabileceği tümceyi düşledi
İçindeki ben'i öldürmeden
Bak işte, bak Pautus! Benim sevgili kocam
Acımıyor,Hiç acımıyor,dedi derinden derinden
Ölüme gidişin asaletini gösterirken
Bedeni yarıldı tam orta yerinden
Kanlar damladı yüreğinden...
Necdet Arslan
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirin hikayesi:
*Pautus,Romalı bir generaldir.Başlattığı bir ayaklanma bastırılır.İdama mahkum edilir.Soylu bir aileye mensup olduğu için Roma geleneklerine göre halkın gözü önünde idamın gerçekleşmesi olası değildir.
Bir mahzene kapatılır.Yanına bir kılıç konulur.Kendi canına kıyması emredilir.Ailesi uzaktan bu odayı izlemektedir.Korkakça davranışları ailesini tedirgin eder.
Asillere göre bir gurur sorunu vardır ortada...
** Şiirde zaman,kendi olağan akışıyla ilintili değildir; kurgusaldır.
******
Abim bir şiiirini daha keşfettim..
Aman ne keşif! oku kızım diye ,
hergün şiir sayfası açık ya ..
neyse yani iyi ki buldum
Evet bildik isimler ama öyküler yabancı konulara yabacı ben .. :(
Belki bilsem uzun uzun yorum yazabilirdim ..her zaman ki gibi ..
Şiirden anladığım kadarı ile insanlar onurlu olmalıdır gerekiyorsa kellesini de verecek olsa asla korkulara yer
verilmemelidir .. eğer bir davada ben diyebiliyorsa insan ..
sonuçlarına katlanmalıdır her şekilde ve onurluca ve dik durabilmelidir asilce yani korkusuzca ..
aksi korkak pısırık ve hiçdir daha önceki yaptıklarının da bir değeri kalmaz diye düşünüyorum .
hani onurluca yüreklicede ölmek
varsa yazgıda bir saniye bile düşünmeden kendini ateşe atabilmek
Umarım yanlış anlamaışımdır neyse zordu abim ya:))
Ama benimde çıkardığım bu belki de olmasını istediğim
neyse ..
Öyle bir kurgu yapmışsın ki Abim,
git o kitapları al oku sular seller gibi..
der gibisin ..
Kutluyorum..
yüreğini emeğini şiirine kurgu olan kelimelerini farklı bir paylaşım bence olmalıda ben gibi cahilleere acık oku değişiklik yap der gibi .
Neyse alırsak bir bulaşırsa bu öyküler bünyeye ne eker getirisi ne olur . o zaman.. bilemiyorum artık da ..
Ama bak birikimler ne güzel taşmış şiiri konuşturmuş
Tebriklerimle ..
Selam ve sevgiler yüreğine :)
öykü tadında okuduğum bu şiir ; teoriyle yaşamak arasındaki o ince çizgiyi çok net gösteriyor...
öğretiler ne kadar yakındır bize yada yaşamak öğretiyi daha mı anlamlı kılar.. ve gururun ikisi arasındaki yeri nedir...
yalın anlatımınızı içtenlikle kutluyorum...
Şiirinizi üst üste iki kere okudum..İmgeler anlam ve kelimelerin birbiri ardından gelişi şiirin duruşunu daha belirgin yapmış...Köşebaşındaki bir sokak lambasının altında uçuşan ateşböcekleri gibi...Çok beğendim...
Şiirde bir öykünün günümüze uyarlanışı var..Sanki anlatılıyor ama aslında yaşanıyor...Aslında şair belkide birçok hayattan kesitler vermiş..Yaşam bir imtihandır. Her zaman cesarete ihtiyacı vardır..Her zaman soyluca durabilmelidir...Şiir çok güzel bir olaya tanıklık ederek gelmiş okuyucunun gözleri önüne..Bu hikayeyi aktaramadan geçemeyeceğim..Tahmin ediyorum şairin değindiği bu....
********************
Pautus'un hikâyesini bir kere daha hatırlamak zorunda kalıyoruz.
Romalı bir komutandı Pautus, bir ayaklanma düzenledi.
Yakalandı.
İdama mahkum oldu.
Soylu olduğu için Roma geleneklerine göre kendi hayatını kendi elleriyle alma hakkı tanındı; bir odaya sokup yanına bir hançer bıraktılar.
Annesi, babası, karısı, yakınları, dostları kapıda yere yıkılan vücudun düşüşünü duymak için kederle bekliyor ama kendini bıçaklayan Pautus'un düşen vücudunun sesi yerine bir türlü kendini öldüremeyen adamın ayak seslerini duyuyorlardı.
Sessiz bir utanç hepsini sarmıştı.
Sonunda bu utanca dayanamayan karısı hiç kimseye bir şey söylemeden kapıyı açıp içeri girdi, masanın üstünde duran hançeri alıp kendi karnına sapladı, sonra çıkardığı hançeri kocasına uzattı.
- Pautus, bak acımıyor.
Pautus'lara bir kadın gerekiyor, cesur bir kadın, onların dokunmaya korktuğu hançeri alıp karnına saplayacak bir kadın. 'Bak acımıyor' diyecek bir kadın.
************************************
Hayat bazen cesur olmayı gerektirir..Cesur olabilmek ise savaşta kazanılan zafer gibidir.Yokluğunda kimseyi suçlayamayız..
Şiirinizi kutluyorum..
Sevgiler...
Harika bir siir okudum Nejdet bey ''Roman tadinda 'severek okudum.. yureginize saglik.. kaleminiz daim olsun.. saygilar
Hangi ayna gösterebilirdi Pautus’u karısına
Eksilen bir sesten sonra
Gardenyalar,Veronikalar,Mimozalar hangi güzellikleri katardı yaşamına
Tüm deniz kuşlarını seyretmek
Vurgun göçünden kaçan süngerci teknelerine bakmak
Hüzün melodileri dinlemek anlamsızdı
Ve sonra aydınlıklarda yitirmek adresini
Terkedilmiş bir kır bahçesinde akşam yağmurlarında ıslanmak arsızca
Bir insanı öldürmeden olası değildi yaşamı anlamak
Yok oluş daha da ıraktı okyanuslardan
Pautus’a baktı bir kez daha Kadın
Bütün benliğini sarsan ellerini aldı ellerine
Dudağında donan öpüşmeleri son kez ıslattı
Hocam mükemmel bir tema ve harikulade bir aktarım...Üstelik sanatın amaçlarından birisi olan veya olması gereken didaktik özelikler de mevcut ve insanı araştırmaya dolayısıyla öğrenmeye yönelten bir şiir. Özürlerimle sadece bir noktada naçizane bir eleştiri yapmak isterim.
Ürkekti Pautus, titriyordu, sarsılıyordu., korkuyordu
Son noktasını koyabileceği tümceyi düşledi
İçindeki ben'i öldürmeden
Bak işte, bak Pautus! Benim sevgili kocam
Acımıyor,Hiç acımıyor,dedi derinden derinden
Ölüme gidişin asaletini gösterirken
Bedeni yarıldı tam orta yerinden
Kanlar damladı yüreğinden...
Bu son bölümden önceki bölümlerde şiir sanki düzyazıya daha yakın...Yani şiiri çok akıcı bir roman gibi okudum ben son bölüme kadar...Ve şiiri bundan kurtarmak gerekliliğine inanan biriyim. Tabi yanılıyor olabilirim...
Bunun dışında entellektüel özellikler taşıyan şşiirinizi ve yüreğinizi gönülden kutluyorum.
SAYGILARIMLA...
Ürkekti Pautus, titriyordu, sarsılıyordu., korkuyordu
Son noktasını koyabileceği tümceyi düşledi
İçindeki ben'i öldürmeden
Bak işte, bak Pautus! Benim sevgili kocam
Acımıyor,Hiç acımıyor,dedi derinden derinden
Ölüme gidişin asaletini gösterirken
Bedeni yarıldı tam orta yerinden
Kanlar damladı yüreğinden... '
-Sevdanın sınırsızlığını duyumsatan evrensel ölçekli harika bir çalışma çok tat aldım inanın, uzaklardaki sevdaların sevisel didişmelerin resmi nedense bana esenlik veriyor, dalıp dalıp gidiloyodum bu yolculuğum için şairime teşekkür ederim...
--Birinci mevkiden yer ayırtmış..
--Selam olsun....
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta