Onur BİLGE
Yaşlı teyzeyi ziyarete gittiğimde, mutfakta oturduğunu gördüm. Orası oda kadar genişti. İki sedir, bir buzdolabı… Ortada bir gaz sobası… Pencere kenarındaki sedirin ucunda büyük bir televizyon vardı. Yerdeki halının üstünde boş bir biberon duruyordu. Oraya fırlatılmış olduğu belliydi. Onun yerde ne işi olabilirdi? Ucu ağza girmiyor mu! “Çocuk atmıştır.” diye düşündüm.
Üstüne televizyon konmuş olan sedirde, bir buçuk yaşlarında bir çocuk oturuyordu. Etrafı oyuncak doluydu. Beni de o mutfağa aldılar. Diğer sedirin ucuna iliştim. Çocukla aramıza da anneannesi oturdu.
Bir süre onları seyrettim. Adeta boğuşup duruyorlardı. Çocuk, anneannesi iyi de söylese, kötü de söylese, kadının kafasına gözüne olanca hızıyla tokatlar yapıştırıyordu. O ise hem gülüyor hem kendini korumaya hem de çocuğu uzaklaştırmaya çalışıyordu. Zaten tüberküloz hastası, güçsüz bir insandı. Başörtüsünü yerinde tutmakta zorlanıyordu. Kan ter içinde kaldı!
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
O ne güzel yürek, sevebiliyor!
Tertemiz duygular verebiliyor
Yoluna şiirler serebiliyor! ..
Sevda peştamalı, aşk pirindendir.
Şiirler yazdıran, ilhamlar veren
Onur’u çılgına çeviren ceren
Aşk sarhoşu eden, sevgi içeren
İçkiler, simsiyah gözlerindendir.
Onur Bilge
gerçek yürekten sevebilenlere selam olsun,bu güzel yürekli şairede.....
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta